Çeşme- Alaçatı'da sörf hadisesi günümü şenlendirmeye yetmeyince, doğru Ayayorgi sahillerine. Hani şu buz gibi içeceklerin içildiği, kızların defile rüzgarı estirdiği, minderlere serilen, karşı cins kesilen, bangır bangır müzikli beach club'lara... Arabayla iki tur attıktan sonra nerede hareket orada bereket hesabı daldık Sole Mare'ye. Mekan nefis, deniz dalgasız, servis süper, İstanbul'un en iyi pizzacısı Mezzaluna baş köşede, tatilci daha ne ister... Futbolcular kamp öncesi tatilde, plajda bile zarif Demet Akbağ diğer anneler gibi çocuğunun peşinde, Dan Brown'ın kitapları elde... Kızlar Kırkpınar güreşçisi gibi yağlanıp güneşlenmeyi bırakmış. Solaryum çok yaşasın, benim gibi peynirler derdine yansın. Pareoları popoya dolama modası geçmiş, hiç boşuna edinmeyin. Bikini üstüne zilliler; fırfırlı etek, file üstler, tırnakta french oje... Olgun ablalar; şeffaf pantolon, kırmızı oje... Jet ski turları yok, çok şükür Metin Şentürk de yok! En büyük aktivite tavla oynamak. Bir de beyaz üniformasında 'tadıyla nefis, ismiyle meşhur midyeciniz' yazan Ahmet Usta'nın midye dolmalarını yutmak. Ahmet Usta çok alem. Yeni albümü çıkmış. "Ne tarz?" diye sordum "Fantezim türkü" dedi. "Nasıl?" diye sormayın, öyle yani. Helal sana Ahmet Usta, midye dolmanın kralı sende usta.