Kız kardeşlik bir ömürlük bitmeyen mesaidir. En yakın arkadaşınızdır kız kardeşiniz. Tüm kaprislerinize rağmen yanınızdadır. Gecenin üçünde başka kime ağlanır? Öyle bir bağ kurarsınız ki aranızda, görmeseniz yan yana gelmeseniz bile bilirsiniz diğerinizin hislerini... Kız kardeşlik zordur, kış kardeşler zıttır, kış kardeşe kızılır, küsülür ama yerine kimseler konamaz... Tıpkı Aytül ve Deniz'in ablaları Betül'ün yerine kimseyi koyamayacakları gibi... Aytül ve Deniz kim mi?... Dün elime bir kitap geçti adı '...ve kuma gömüldü ellerim'. Hemen arkasını çevirdim diyor ki; 'Ve kumsala gömüldü Betül'ün elleri 20 yıllık hayatıyla... Son sözü "yardım edin" oldu'. Eve gider gitmez, yatağa gömülüp bir çırpıda okudum yazanları... '...ve kuma gömüldü ellerim' 20 yaşında kocası tarafından bıçaklanarak öldürülen Betül Şen'in kardeşlerine vasiyeti. Hep şiir kitabı olsun istemiş Betül. Deniz Şen de ölümünün ardından ablası Betül'ün şiirlerini bir araya getirmiş. Hem vasiyetini gerçekleştirmek hem de kadınlara yapılan şiddete dikkat çekmek için... Öyle duygulandım ki, sabah ilk iş Deniz Şen'e ulaştım. Deniz, "Öleli 11 yıl oldu hâlâ aynı acıyı yaşıyorum. Benim ablam kimseye sıkıntılarını söylemedi, hayatını kaybetti. Lütfen genç kızlar her şeyi ailenizle paylaşın" diyor. Aslında kadın programlarında kanıksadığımız hikayelerden biri. Üç kız kardeş, anne ve baba Silifke- Taşucu'nda otururlarmış. Lise'deyken Betül, Tigil'e aşık olmuş. Sevgili olmuşlar, sevişmişler... Sonra Tigil, Betül'ü tehdit etmeye başlamış. "Ya benimle kaçar evlenirsin ya da seviştiğimizi herkese söylerim." İstemeye istemeye kaçmış Betül. Evlenmişler, aileler önce kızıp sonra bağırlarına basmış. Betül okumayı hayal ettiği konservatuvar yerine Tigil'i seçmiş. Tigil de Antalya'daki turizm otelcilik okulunu... "Git Antalya'dan ev bak, dön karını al" demiş Betül'ün ailesi... Bir sene Tigil ev bakmamış. Ara sıra gelirmiş Silifke'ye. Parayla, evle ilgili sorunları varmış. Ama Betül kimseye içini açamamış. Dayak yermiş oysa... 1994 Temmuz'unda boşanmaya karar vermişler. İki hafta geçmiş Tigil'den haber yok. Betül, Aytül ve diğer arkadaşları sahile gitmişler. Arkadaşları denizdeyken Tigil çıkagelmiş. Betül yüzüstü güneşleniyormuş... Tigil Betül'e seslenmiş, Betül istifini bozmamış. Tigil Betül'ü sırtüstü çevirip kollarının üzerine oturmuş ve 5 yerinden bıçaklamış. Biri şah damarına denk gelmiş... Oracıkta kardeşi Aytül'ün gözü önünde ölmüş Betül. Ardından Tigil bıçağı son kez kendi kalbine saplamış... "Tigil hayatına dair hiçbir şey yapamadığı için öldürdü ablamı" diyor Deniz. Kızlık zarını kaybetmenin korkusuna evlenmiş Betül. 'Ya herkes duyarsa evlenmeden seviştiğimi' diye... Namus namus dediniz, gencecik yaşamları bitirdiniz demek istiyorum ben de. Belediye onay verince namus, vermeyince namussuz mu sevgililer yani? Gençler severek, sevişerek evlenmeli. Ve genç kızlar atılan bir tokadı bile küçümsememeli... Betül'ün vasiyeti örümcek kafaları açar inşallah... Unutmadan, kitabın geliri Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı'na bağışlanacakmış...