Bugün 23 Nisan, neşe doluyor insan... Şiir böyle gidiyordu, hani biz çocukken bayramlarda okuduğumuz şiir. Gerçekten neşe dolabiliyor muyuz şimdi? 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, bir yandan ulusal egemenlik tartışmaları, bir yandan bayram kutlamak için pek de nedenleri olmayan çocuklar. Anne babalarının mutsuz olduğu, geçim sıkıntısı çektiği, gelecekleri için endişelendiği çocukların bayramı. Sokaklarda yaşayan, çalıştırılan, suça yönlendirilen çocukların bayramı. Şanslı olup okula gidebilen, lise giriş sınavı, üniversite giriş sınavı bekleyen, sınavı kazansa da, kaybetse de ne olacağını bilemeyen çocukların bayramı. Çok sevildikleri söylenip, çok değerli oldukları her fırsatta tekrarlanan, buna karşın dövülen, cinsel istismara uğrayan, horlanan çocukların bayramı. Bazen her şey verilip, hiçbir şey öğretilmeyen, elindekilerin değerini bilmeden büyüyen, insan, değer, bilgi tanımayan çocukların bayramı. Bazen de hiç anlaşılmayan, önemsenmeyen ve dinlenmeyen çocukların bayramı. Şiddete uğrayıp, bütün gün şiddet izlettirilip, korkutabilmenin ve öldürebilmenin güç olduğu öğretilen, sonra da şiddet gösteriliyorlar diye incelenen çocukların bayramı. 23 Nisan Çocuk Bayramı. Bugün onların günü olacak... Şiirler okuyacaklar, bir kısmı cici kıyafetlerle geçecek törenlerde, bir kısmı evlerinde yabancı misafirlerini ağırlayacak, bir kısmı bir anlığına yöneticilerin koltuklarına oturacak, bir kısmının ise bayramdan haberi bile olmayacak. Koltuklara oturtulan çocuklar, ellerine erişkinler tarafından yazılıp verilmiş ve çocuk saflığı taşımayan "büyük" konuşmalar yapacak. Çevrelerindeki erişkinler gülecek onlara, erişkinler gülerken kendi durumlarının komik ve üzücü olduğunun farkında olmayacaklar, çocuklar ise onlara benzemenin iyi bir şey olduğunu sanacak. Kötü örneklere bakıp, onlarla özdeşim yapıp, sonra da "mükemmel ve sağlıklı erişkinler" olmalarını beklememizi ise hiç anlamayacaklar.
ULUSAL EGEMENLİK
Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, sadece çocukların değil ulusal egemenliğimizin ilk adımının da kutlaması aslında. 1920'de meclisimizin açılış gününü, Atatürk 'Ulusal Egemenlik Günü' olarak ilan etmiş ve geleceğin çocuklar olduğunu bildiğinden, onlara emanet etmişti. Galiba çocukların anlamını unuttuğumuz gibi, egemenliğin anlamını da unuttuk. Biz dünün çocuklarıydık, bayrak bize verilmişti, emanet almıştık. Daha iyi, daha güzel, daha ileri bir ülke, daha sağlıklı bir egemenlik olarak çocuklarımıza teslim edecektik. Bunu yaptık, yapıyoruz diyebilecek, dediğine kendi inanacak kaç büyük var aramızda? Şöyle bir haberlere bakınca, ülkenin sıkıntılarını, kargaşalarını, yetersizlikleri görüp dinleyince zor oluyor değil mi? Çocuklarımızı sokaklarda yaşattığımızı, kullanılmalarına izin verdiğimizi, sonra da olaylardan onları sorumlu tuttuğumuzu izleyince, duyunca ulusal egemenliği ve görevlerimizi anımsıyor muyuz? Eğer yapamıyorsanız, egemenlik kavramını düşünün. Bir ülkenin kendi geleceğine karar verebilmesi ve bağımsızlığını sürdürmesini anlatan kavramı. Koskocaman bir imparatorluk sahibiyken, başka ülkelerin işgaline uğramış bir ülkenin, lideriyle, halkıyla egemenliğini kazanmak için yaptıkları mücadeleyi. O mücadelenin daha başlarında, bugün açılışını bayram olarak kutladığımız Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin anlamını. Ulusal egemenliğin ilk adımı sayıldığı için Atatürk tarafından Ulusal Egemenlik Bayramı ilan edildiğini ve adımların cumhuriyetin kuruluşuna değin gittiğini düşünün. Cumhuriyetin kurulmasının ulusal egemenliğin son adımı değil, başlangıcı olduğunu, şu anda onu korumak ve sürdürmek için neler yaptığınızı düşünerek, bayram kutlamayı hak edip etmediğinize bir büyük olarak karar verin. Bunları düşünerek ve çocuklarınıza güvenli bir gelecek bırakacak gücünüz olduğunu bilerek, yapabileceklerinizden emin olarak bir çocuk gibi bayramı kutlayıp, öğünün.
NASIL KUTLAYALIM?
Evet, bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Ulusumuzu, neler yaptığımızı, neler yapamadığımızı gözden geçirmek için iyi bir gün olabilir. Çocuğumuzla birlikte bayram kutlarken, ona ne verdiğimizi ve nasıl bir ülke bırakabileceğimizi düşünelim. Bugün onlar sadece "bayram çocuğu" olmasınlar, çocuk bayramını kutlasınlar. Yarın uyandıklarında da yaşamın güzel olduğunu bilerek, geleceğin aydınlık olacağına emin olarak, büyüklerinin onlara güzel ve doğru şeyler için önder olacaklarına inanarak, bayramlarını ve egemenliği kutlasınlar. Bugün bir erişkin olsam da dün çocuktum ve içimde bir çocuğu hep saklı tutmaya çalıştım. Bugün aynı zamanda bana bu duyguların hepsini vermeyi başardığına inandığım babamı kaybettiğim gün. Kendi çocuğuma onun bana bıraktığı kadar doğrular bırakabilmek umuduyla, onu anıyor ve bayramımızı kutluyorum. Tüm çocukların, tüm babaların ve tüm annelerin bayramı kutlu olsun.