Çocuklar kitap okumuyor" diye yakınan bir toplum olduk. Tabii büyüklerimizin ne kadar kitap okuduğu da tartışılabilir! Ancak çocukları eğitme şansımız olduğu umuduyla, onlardan ve kitaplardan bahsedelim biraz. 'Umuduyla' diyorum, çünkü yıllardır arkadaşlarının doğum günleri için kitap aldığımı gören oğlumun ve hediyeyi alan arkadaşlarının gözlerindeki hayal kırıklığını izliyorum. Kendimin aynı yaşlarda aldığım her hediye kitaptan sonraki sevincimi hatırlayıp, biraz yüreğim burulsa da umutluyum. Eğer doğru kitapları ve doğru zamanları seçersek çocuklar kitap okumanın zevkini ve zenginliğini yeniden keşfedebilir. Onlar erişkin oldukları zaman, biz de okuyan bir toplum haline gelebiliriz.
KİTAP EN İYİ ARKADAŞTIR
"Kitap en iyi arkadaştır" yazardı birçok yerde. Peki ne değişti? Arkadaş kavramı mı, kitaplar mı, yoksa çocuklar mı? Galiba hepsi birden. Çağımızda değişen o kadar çok şey var ki; bilgisayar, televizyon, VCD, DVD hatta cep telefonu. Bunların hepsi zaman alan buluşlar. Peki nasıl ayıracağız, çocuklarımızı zararlı ve gereksizden uzaklaştırıp, yararlı ve gerekliye nasıl yönlendireceğiz? Yıllardır değişmeyen bir soru ve yanıt var. "Boş zamanlarınızda ne yaparsınız?" "Kitap okurum". Okuyan da okumayan da aynı yanıtı verir. Oysa kitap okunan zaman "boş" zaman mıdır? En azından olmamalıdır. Önemli olan bunu çocuklara anlatmak, onları kitaplarla tanıştırmak, kitabın eğlenceli olduğunu gösterebilmek ve doğru kitapları seçmelerini sağlayabilecek eğitimi vermektir.
OKUMA ALIŞKANLIĞI İÇİN NELER GEREKİR?
Gelişim dönemi ve yaşı: Ona masallar okuyarak başlayan bebeklik ilk adım olabilir. Okul öncesi çocuklar için, renkli, resimli ve çekici kitaplar vardır. Bu kitapları çocuklarla buluşturmak, sadece okuyarak olmaz; çocukların bu kitapları ellemesi, sayfalarını açması benimsemesi için ilk adımdır. Resimler, onların hayal gücünü artırır. Bu kitapları seçerken de saldırganlık gibi olumsuzluklardan, çocuğu korkutacak ve kötü yönlendirecek içerikte olanlardan kaçınmak gerekir. Her defasında sadece yazılanları okumak tekdüze olabilir. Çocukla birlikte resimlere bakarak öyküler yaratmak, ona ilginç gelecek ve gelişimine katkıda bulunacaktır. İlköğretim yaşında, daha çok serüven kitapları ilgi çekicidir. Bu çekiciliği artırmanın yollarından biri, aynı kitabı çocukla birlikte okuyup, tartışabilmektir.
"Boş duracağına, git de kitap oku" demek doğru bir yöntem olmayacağı gibi, çocuğu kitaptan uzaklaştırabilir. 12 yaşından sonra çocukları dünya ve Türk klasikleri ile tanıştırmanın zamanı gelmiş demektir. Eğer o döneme kadar kitapla tanışıklık doğru yapılmışsa, çocuklar büyüklerle tartışabilecekleri, okudukları hakkında düşüncelerini dile getirebilecekleri ortamı bulurlarsa artık istemeseniz de okuyacaktır. Ders olarak verilen ve sadece özeti istenen "kitap okuma" ödevleri yerine, kitapların tartışıldığı saatler okulun katkısını sağlar.
İYİ ÇOCUK KİTABI NASIL OLUR?
* Çocuğun gelişim dönemine uygun dil ve içeriği olmalıdır.
* Çocuğu korkutan, yönlendiren, sindiren, bir düşünceyi benimsetmeye çalışan içeriği olmamalıdır.
* Çocuğun kendini geliştirmesine katkıda bulunmalıdır.
* Çocuğun kendisiyle birlikte, yaşadığı toplumun değer yargılarını, özelliklerini öğrenmesine olanak sağlamalıdır.
* Çocuklara öğüt verme kaygısı taşıyarak, her cümlede ya da sonuçta nasihat verici, çocuğu sınırlayıcı olmamalıdır. Gerçeklere dayanan, bilimsel amaçlardan sapmayan, bunları yaparken de çocuğun ilgisini çekecek şekilde kurgulanmış olmalıdır. Çok iyi bildiğimiz bazı kitaplar, masallar çocuklara olumsuz mesajlar vermekte, onların kişiliklerini etkileyebilmektedir. Örneğin 'Kırmızı Şapkalı Kız' masalını bilmeyeniniz var mı? Belki de bilmenin ötesinde 'Çocuklarına anlatmayan var mı?" demek gerekir. Oysa bu masal, bir yandan çocukları en çok korkutan masalların başında gelirken, diğer yandan da 'ne olursa olsun anne sözü dinlenmeli, dinlenmediği zaman da başınıza çok kötü şeyler geleceği bilinmeli' mesajı vermektedir. Bu ve benzeri mesajlar çocuklara kendi varlıklarını göstermek yerine bağımlı olmayı aşılar. Yine çok tanınmış bir çocuk romanı olan 'Pollyanna', çocuklar tarafından özdeşim kurulabilecek bir kahraman değildir. Her olumsuzluğun olumlu yanını bulan ve hep başkaları için çırpınan bir çocuk kahraman, çocuklar için pek de olumlu bir mesaj taşımamaktadır. Aşırı acıklı, zavallı, devamlı ezilen ve horlanan çocuk kahramanlı kitaplar olumlu özdeşim modelleri olmadığı gibi, çocuklarda gelişimsel sorunlara yol açabilirler.
Demek ki kitap iyi arkadaştır, kitap okumak çok iyi bir şeydir, kitap okumalısın demek okuyan çocuklar yaratmak için yeterli değil. En az TV, bilgisayar ya da diğerleri kadar cazip, çekici ve eğlendirici kitaplar yaratmak, onları doğru seçmek ve uygun zamanlarda çocuklara sunmak gerekir. Bir de elinde zevkle, doğru seçilmiş kitaplar okuyan ve okuduklarını anlatıp, tartışabilen bir anne baba tabiiki.