Farkında mısınız bilmem, son günlerde 70'li yıllara nur yağıyor. Filmler, müzikler, kitaplar, falanlar filanlar. Artık, yavaş yavaş, Turkcell reklamında oynadığım karakterin de etkisiyle, gençlere öğütler, tavsiyeler, anılar nakledecek konuma yaklaştığıma inanıyorum! Şimdiki gençler bilmez efendim. Biz, 70'leri ve 80'lerin başını çocuk olarak geçirmiş olanlar, ilginç detaylar hatırlarız 70'lerden. Malumunuz bütün dünya için özgürlük, hippiler, bol paçalı pantolonlar falan demekti 70'li yıllar. Türkiye'deyse daha farklı renkler vardı. Unutamadığım, artık var olmayan tuhaf detayları, tamamen kişisel bir liste olarak sizlerle paylaşmak istiyorum: - Barboros Bulvarı'ndan bozacı, simitçi, macuncu, sütçü ve yoğurtçu geçmesi! - Aynı Barboros Bulvarı'ndan her 1 Mayıs'ta, bütün gün, pankartlı, slogan atan göstericilerin geçmesi. - Aynı Barboros Bulvarı'nın kenarında, Kurban Bayramı'nda kan revan içinde hayvan kesilmesi. - Ağabeyim ve ablamın her gün üniversiteden, başka bir action-adventure hikayeyle gelmeleri: "Bugün birileri bizi taradı, bugünse ötekiler tarafından zorla yürütüldük" gibilerinden. Bir süre sonra mecbur kalmadıkça okula gitmemeleri! - Televizyonun akşam sekizde, siyah beyaz olarak, İstiklal Marşı'nı müteakip çizgi filmle yayına başlaması, geceyarısına doğru 'Güne Bakış'la kapanması. - "Sana kuyrukları"! Evet margarin için kılık değiştirerek kuyruğa giren uyanık arkadaşlarım vardı benim. Çünkü bir kişiye bir paket veriliyordu sadece! Şimdiyse margarin out, zeytinyağı in! Hey gidi hey. - Kaçak blucin! Böyle birşey vardı. Yurtdışına gidenler müthiş bir casusluk operasyonunu edasında, yurda Levi's kot, şokella falan getirirlerdi! - Kaçak Marlboro sigarası, kaçak çiklet, kaçak parfüm. Ya da aşağı yukarı her şeyin kaçak olması! - Kıbrıs Harekatı için yapılan karartma. Lambaların, balkon apliklerinin etrafı kağıtlarla sarılırdı ki, savaş uçağı geçerse, parlamaları görmesin, oranın yerleşim yeri olduğunu anlamasın. Biz bunu Florya'da, yazlıkta yaptık! - Aynı Florya, şimdiki gibi şehrin bir parçası değil, bir sayfiye kasabası idi. Florya'da o yıllarda sadece iki katlı evlerin olması ve gençlerin sokakta bikiniyle, şortla dolaşması! - Cumartesi geceleri 'eğlence programı' formatı. Sırasıyla 'Hafif batı müziği', 'Türk halk müziği' ve 'Türk sanat müziği' dalında birer sanatçı, aralara komikler. Sıkıysa zap yap, tek kanal var! - Yoğurdun 10 lira olması! (ki yakında tekerrür edecek...) - Hababam Sınıfı'nın sinemadaki ilk gösterimlerine, Beşiktaş'taki Yumurcak Sineması'nda gitmiş olmam! (Tam olarak kaç yaşındayım ben yahu?!) - İlkokuldaydım ama, Grease filminin Türkiye'deki ilk gösterimlerine de gitmiş olmam. (John Travolta bile yaşlandı yahu. 30'lar acı verici!) - Daha sonraları başlayan sokağa çıkma yasakları. 24:00'da evde olacaksın! Clubber arkadaşlar, yükselen yeni nesil, tahayyül edin bakalım! - Atari adı verilen, son derece ilkel bilgisayar oyununun (demeye bile dilim varmıyor) heyecan, şaşkınlık ve hayranlıkla karşılanması. Evlerde 'pacman' oynanması. - Rus salatasının evde yapılması. Bir süre sonra aynı gıdaya 'Amerikan salatası' denmeye başlanması! Liste uzar gider. Şimdi, kimse kusura bakmasın, aklımdan tek şey geçiyor: İyi ki 70'leri ve 80'lerin başını çocuk olarak yaşayıp atlatmışım! Çiçek çocukları ve özgürlük şarkılarından falan eser yoktu buralarda çünkü...