Yazın gelmesiyle birlikte başka alemlere akma, başka görgü kuralları öğrenme ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu bilgileri, engin tecrübelerimden süzüp, damıtıp, sıkıştırarak, size kompakt halde sunmaya çalışacağım yaz boyu. İşlemler sırasında doğaya zarar vermeyeceğimi ve bilgileri hayvanlar üzerinde test etmeyeceğimi de söyleyeyim! Böyle çevreci bir girişten sonra, hemen aynı husustan başlayarak, konumuza bağlanıyorum. Tekne misafiri olmanın birinci raconu, çevreyle ilgili duyarsızlıklarınızı gizlemektir! Tekne sahibi insanlar doğayı seven ve/veya zengin insanlardır. Denize dondurma kartonu, kola tenekesi, su şişesi fırlatmayın, tekne sahibi cinnet geçirebilir! Sonra, isterseniz bütün tekne ahalisi için muz, hamburger, deniz motosikleti ısmarlayın, popüler olamazsınız. İsterseniz başa dönelim. Tekneye davet edilmek, "Oh be, deniz güneş, ekmek elden su gölden" şeklinde karşılansa da, o kadar keyifli bir misafirlik türü değildir. İşsizlik sigortası parasını kapıp gelmiş batı Avrupa halkıyla birlikte günlük tura çıkılan, göbek danslı teknelerdense, arkadaşın teknesi, değil mi? Hayır, değil. Arkadaş teknesi, taka da olsa, birtakım özel kurallar ve adab gerektirir. Örneğin, hanımlar, "Sosyetik tekneye gidiyorum, en şahane topuklu takunyalarımı giyeyim" dediniz, ve kaybettiniz! Teknelere, taban çizilmesin diye, lastik ayakkabılarla veya çıplak ayaklı binilir. Aksini denemeyin, beni rezil etmeyin! "Bedava tekneyi buldum, bütün yazın bronzluğunu bugün halledeyim" gibilerinden avamlaşmayın, sinirlenirim. İnsan gibi yanın, koruyucu kullanın! Ve ne olursa olsun tekne sahibinden vücudunuza sürmek için yoğurt istemeyin! Yanınıza hafif bir kazak, bir şey alın ki, akşama doğru rüzgar çıkınca "Vallahi beni vurdu, biraz yavaş gidelim" gibi parazitler yapmayın! Şimdi en önemli husus geliyor: Tekne tuvaletleri! Tekne tuvaletleri normal sifonlu tuvaletler gibi değildir. Bas düğmeye, foşur foşur sular dökülsün ha? Nerede o bolluk? Uçaklar gibi, teknelerde de su azdır ve idareli kullanılır. (Zaten zenginlerin niye şahane oteller dururken tatillerini buralarda geçirdikleri de merak konusudur. Su az, odalar küçük, rüzgar çok! E hani lükstü?) Konumuza dönelim. Bazı tekne tuvaletlerinde bir düğmeye basılıp su akıtıldıktan sonra, pompalı bir sifon sistemiyle yok edilir. Bazısında başka karışık yöntemler vardır. Teknenin modeline ve türüne göre değişir, insanı tilt eder! En güzeli ya tekne gezisi esnasında fazla sıvı almamak, ya da gözünüze kestirdiğiniz tekne çalışanı, ya da kaptana "Enteresan bir model, bu seriye hiç binmemiştim, tuvaleti nasıl çalışıyor gösterir misiniz?" diye, çaktırmadan bilgi almaktır. Her şeyi anladığınıza kanaat getirince "Ha, yani bildiğimiz sistem" deyip, gülümseyerek oradan kaçın! Yaz tatilleriyle ilgili adab-ı muaşeret yazı dizimizin, ilk bölümü burada bitti. Aklıma estiği bir gün, başka bir hususta tekrar buluşacağız!