Yıl 1964... Bu tarihte, İstanbul'un nüfusu 2 milyon 177 bin.
Bu şehirde böyle bir nüfus; 'nefes alabilmek' demek.
Yani şehri yaşayabilirsiniz, bir yerden bir yere keyifle gidebilirsiniz, tadını çıkarabilirsiniz.
Tabii 60'lı yıllarda bugünkü olanakların olması mümkün değil ama o yılların da başka bir güzelliği varmış.
Fransızlar'ın çektiği olağanüstü görüntüler eşliğindeki iki kısa belgesel sayesinde nefis bir eski İstanbul yaşadım.
Eski dolmuşlar, Karaköy köprüsü, vapurlar, kayıklar, sokak satıcıları, Beyoğlu'nun insanları, şık kadınlar, erkekler...
Gazete satıcılarında 'Ses', 'Hayat', 'Artist', 'Karnaval' ve 'Pazar' dergileri... Neonlarda Behiye Aksoy...
Kapalıçarşı ve Boğaz'ın henüz el değmemiş yalıları...
Fransızlar şahane çekmiş.
Pırıl pırıl görüntüler eşliğinde eski İstanbul'u görmek gerçekten de çok keyifli. Bu şehrin nereden nereye geldiğini, nasıl dönüşüp değiştiğini görüyorsunuz.
Bu mini belgeseli internette bulun ve izleyin derim.