Hüsnü Şenlendirici, oğlunun okuldaki gösterisi nedeniyle, boşanmak üzere olduğu Nazire Hanım ve minik kızları ile birlikte yan yana gelmiş... Bu fotoğrafı görünce daha bir ay önce yaşanan tartışmalar, havada uçuşan sözler, karakola taşınan kavgalar nasıl da anlamsız geliyor insana... Bir fotoğraf her şeyi unutturuyor. Ve insan "İşte olması gereken bu" diyor onlara bakarken... Her ikisinin de yüzünde bir rahatlık ve ikisine de yakışan bir tebessüm. Demek ki insan yaşamlarını ayırsa da, kırmadan dökmeden, bağırmadan yan yana olabiliyor! Oysa, Hüsnü Şenlendirici'nin Deniz Seki ile ilişkisinin ortaya çıktığı ilk günlerde Nazire Hanım ne kadar öfkeliydi. Özel hayatı paramparça olan Hüsnü Şenlendirici'nin de ondan aşağı kalır yanı yoktu. Yüzündeki bütün kaslar oynuyordu. Bu buluşmayla üzerlerine gelen o havanın hiç dağılmamasını diliyorum. Tamam küçük kızın aklı ermiyor belki ama oğullarının anne ve babasını yan yana gördüğünde nasıl mutlu olduğunu tahmin edebiliyorum. Eminim gösterisinde enstrümanını çalarken gözlerini onların üzerinden ayırmamıştır. Geçen sabah televizyon programımıza konuk olan Petek Dinçöz, aldatılan her kadının intikam alma isteği duyacağını söyledi. "Benim canım yandıysa ben de karşı tarafın canını yakmaya çalışırdım" dedi. Gördüğünüz gibi, biten beraberliklerde belki de kimse gidenin ardından ağlamıyor. Çünkü en çok kendini, kırılan gururunu düşünüyor, tercih edilmesine ve terk edilmesine üzülüyor. Ama intikam duygusunun karşı tarafa olduğu kadar, kendine de zararı dokunmayacağını kim iddia edebilir? Sizce hırsını çıkarmaya çalışan birinin hiç mi canı yanmaz?