Bir yönetmenin sadece iyi bir göze ve sinema sanatıyla ilgili temel bilgilere sahip olması yetmez.
Yönetmen dediğiniz; bilgili, kültürlü, vizyonu geniş, üstün zekalı ve mutlaka 'felsefi görüş açısına' sahip olmalı. Bu özelliklerin tümünü bünyesinde barındıran bir kaç yönetmenden biridir Woody Allen... Bu nedenle yönetmenliğin yaşayan abidesidir zaten...
Mümin Sekman'ın Hayat Bilgesi kitabında Woody Allen'dan bir alıntı var.
Yönetmenliğin nasıl 'filozofik' bir düşünce gücüne ihtiyaç duyduğunun kanıtı gibi adeta. Paylaşmadan edemedim:
"Bir daha dünyaya gelirsem, hayatı sondan başa doğru yaşamak istiyorum. Hayata ölümle başlıyorsunuz ve onu aradan çıkarıyorsunuz. Daha sonra gözlerinizi yaşlılar evinde açıyorsunuz ve her geçen gün kendinizi daha sağlıklı hisssediyorsunuz. Çok sağlıklı olduğunuz için sizi yaşlılar evinden atıyorlar. Emeklilik maaşınızı toplamaya başlıyorsunuz. Çalışmaya başladığınız ilk gün, size bir altın saat hediye ediliyor. 40 sene kadar çalışıyorsunuz ve emekliliğinizin tadını çıkarabilecek kadar gençleşiyorsunuz.
Gününüzü gün ediyorsunuz. Artık lise yılları için hazırsınız. Daha sonra ilkokula gidiyor, çocuk oluyor, oyun oynuyorsunuz. Hiçbir sorumluluğunuz yok. Doğana kadar olan süreyi bebek olarak geçiriyorsunuz. Daha sonra hayatınızın son dokuz ayını lüks bir SPA'da geçiriyorsunuz. Merkezi ısıtma sistemi, oda servisi, her gün büyüyen bir oda... Ve bir orgazmla hayatınız sona eriyor!"