Deprem nasıl da hatırlatıyor kendini... Tabiat adeta dile gelmiş, diyor ki: 'Önlemini al, gevşeme, yok sayma...'
Peki kolonlarımızı, kirişlerimizi güçlendirdik mi? Afet halinde nerede toplanacağımızı biliyor muyuz? Yoksa otomobilleri hâlâ 'sarı yolların' üzerine mi park ediyoruz?
Evdeki ağır dolapları duvara sabitledik mi peki? Yoksa hâlâ o kocaman ağır avizelerin altında mı yemek yiyor, televizyon izliyoruz?
Deprem sigortamızı yaptırdık mı? Deprem çantamızın içindeki 1999'dan kalma suları ve pilleri değiştirdik mi?
Huuu! Sesim geliyor mu?
Son deprem saat 12.25'de oldu. Ben saat 01.30'a kadar Çanakkale'deki anneme, ağabeyime ulaşamadım. Neden?
Telefon iletişimi kilitlenmişti de ondan... Allah korusun, başımıza daha büyük bir felaket gelse, demek ki birbirimizden haber almamız mümkün olamayacak. Televizyon reklamlarında birbirleri ile kapsama alanı savaşına giren operatörler, peki siz İstanbul depremine hazır mısınız?