Bugün köşemizde ağırlıklı olarak reklam eleştirileri var. İlkinden başlayayım:
Bir GSM firmasının akıllı telefon kampanyasını anlatan reklamda Eser Yenenler'i sihirbaz olarak illüzyon gösterisi yaparken izliyoruz. Seyirciler arasından seçtiği Ersin Korkut'tan cep telefonunu vermesini istiyor. Diyor ki, "Şimdi hiç elimi sürmeden bu telefonu şarj edeceğim..."
Ama bizim Ersin, cep telefonunu vermek istemiyor. "Başka numaran yok mu? Mesela kafama elma koyup bıçak atsan filan" diyor. Çünkü eski model telefonundan utanıyor...
Ne yazık ki yeni çağın gerçeği bu... Ne giyiyorsan, ne kullanıyorsan o'sun! Etrafındaki herkes ekranına dokunulan o akıllı cep telefonları ile konuşurken, sen eski model tuşlu telefonu cebinden çıkardın mı bittin!!!
Hakikaten öyle mi?
Tabii ki değil...
Bu; marka bağımlılığı yaratmak, insanları tüketime yönlendirmek için şirketlerin, reklamverenlerin, reklam ajanslarının resmen beynimize ve ruhumuza sokuşturdukları 'sanal' bir ayıp...
Eski telefonunu cebinden çıkarmak yerine, kafasındaki elmaya bıçak atılmasına razı insanlar yarattık. Eğer görselerdi, Giyom Tell de, Graham Bell de utançtan kıpkırmızı kesilirdi...