Haber, dört ay önce neredeyse tüm bültenlerde yayınlanmıştı. Kadın, çocuğunun ameliyatı için komşularının aralarında topladığı 'imdat' parasını evinde tutuyordu. Bunu haber alan vicdansızlar, ona bir komplo hazırladılar. 'Duacı' diye kapısını çalıp çocuğunun sağlığına kavuşması için yardım etmek istediklerini söylediler. Sonra da kadını salona alıp yatak odasında saklı duran paraları götürdüler. Kadına da "Biz evin etrafında üç tur atıp dua edeceğiz. Sakın dışarı çıkma" diyerek sırra kadem bastılar.
Benzer bir haber de geçen hafta sonu bültenlere düştü. "Evinde büyü var, istersen biz bozabiliriz" diye kapıya gelenler, ev hanımının kara gün için sakladığı altınları götürdüler. "Biz dua edeceğiz. Sen şu odada dur, kapıyı da sıkı sıkı ört, sakın gelme" deyip bütün odalarda arama yaparak para ve ziynet eşyalarına ulaştılar.
Olayı neye bağlayacağımı az çok tahmin ettiniz değil mi?
Cem Yılmaz'ın başrolünü üstlendiği 'evdeki altın' reklamına... Feza ile Evren nasıl çalıyordu yaşlı kadının kapısını? 'Size evrenin enerjisini getirdik, çakralarınızı açacağız' vs... Sonra da yatak odasındaki yastığın altında bulunan 'altın görünümlü çikolatalarla' yetinmek zorunda kalıyorlardı. Çünkü teyzemiz uyanıktı ve altınlarını yastık altında değil, bankada tutuyordu.
Diyeceğim o ki, Feza ile Evren'in hikayesi sadece reklam değil, kamu spotu niyetine...