Muhteşem Yüzyıl sadece televizyondaki dizi dengelerini değiştirmekle kalmadı, yıllar sonra Osmanlı'yı hayatımızın orta yerine koymayı da başardı. Sayelerinde padişahların sırasını yeniden hatırladık. Her ne kadar padişahların devlet adamlığı ve savaş meydanlarındaki başarıları ikinci planda kalmış olsa da, bir dönem cihanı titreten bir imparatorluğa sahip olmanın gururunu yeniden yaşadık.
Bu rüzgar, reklam yazarlarını da etkiledi ister istemez. Artık her mal ve hizmeti, Osmanlı dönemi ile 'satmaya' başladılar. İlk olarak Digitürk, padişaha penaltı attırdı. Sonra 'Sultanlara layık' halılar ile 'Evinin sultanı olmak isteyen' kadınlara pazarlanan konutlar türedi ama son reklam kampanyası akıl uçuran cinsten. Eski İstanbul sokaklarında at arabasıyla mutfak tüpü satıldı.
Kime?
Tüpçüyü 'gaza getiren' cariyeye...
Keşke reklam doğru olsaydı da, mutfak tüpünü biz icat etmiş olsaydık. Şimdi elin gazıyla mutfağa girmezdik.