Yine aynısı oldu. İsimleri uyuşturucu soruşturması sırasında geçen, ifadeye çağırılan ya da gözaltına alınan isimlerden bazıları, aradan günler geçtikten sonra 'kovuşturmaya gerek olmadığına' hükmedilerek serbest bırakıldı. Bu seferki mağdurlar, rap'çi Fuat Ergin ve 'Ceza' adıyla bilinen Bilgin Özçalkan...
Ünlüler hakkında iki dalga halinde yapılan büyük uyuşturucu operasyonu sırasında gözaltına alınma görüntülerini hatırlayın; haber bültenlerinde dakikalarca, gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanmıştı. O günlerde bu durum eleştiri konusu olmuş; İstanbul Valisi, medya mensuplarına "Bunun sebebini bize değil, kendinize sorun" mealinde bir açıklama yapmıştı.
Cuma günü gazetelere baktım. 34 kişi hakkında dava açan savcılık, 10 'şüpheli' hakkında 'takipsizlik' kararı vermiş ama sıradan vatandaş henüz hükümlü, tutuklu, şüpheli kavramlarına tam anlamıyla vakıf değil. Bu karışıklığın baş sorumlusu ise bizleriz, yani medya... Çünkü algılama alışkanlığımız; elleri kelepçeli, polisler arasında götürülen kişinin 'suçlu' olduğu yönünde. Adına 'Masumiyet karinesi' denilen ve 'Aksi ispatlanmadıkça herkes suçsuzdur' şeklinde özetleyebileceğimiz sarsılmaz hukuk ilkesi ise bizde nedense sürekli sarsıntıya uğrar. Çünkü içlerinde suçlu, hükümlü, tutuklu, şüpheli, ifade verilmeye çağrılan vs. gözetilmeden davaya konu olanların tamamı 'suçlu' gibi gösterilir.
Tutuklanma, gözaltına alınma görüntüleri 'flash haber' olarak ana haber bültenlerinin ilk sırasında yer alır ama serbest bırakıldıkları haberi, gazete sayfalarının eteklerinde iki sütuna sıkıştırılır.
Şimdi Fuat Ergin ve Ceza'dan, yaşadıklarına dair bir rap şarkı bekliyorum. Haydi ilk dörtlüğü de benden hediye olsun:
Ne adam öldürdük, ne de namus belası
Döküldüğümüz yer, adaletin helası
Sifonu çekti memleketin medyası
İyi
de Allah'ım, bu neyin Ceza'sı?