TRT 1'in yeni dizisi Eski Hikaye'nin fragmanları beni çok heyecanlandırmıştı. Sansasyonlarıyla değil, yetenekleriyle ekranda yer tutan oyunculardan kurulu kadrosunu da görünce iyice umutlandım. Ve çarşamba akşamı ekran başına geçtiğimde, hiç de hayal kırıklığına uğramadım. Hem konusu, hem oyunculukları, hem de kamerası, ışığı ve kurgusuyla eli yüzü düzgün, TRT'ye ummadığı reyting ve prestij artıları kazandıracak bir yapımdı.
Buğra Gülsoy-Funda Eryiğit ikilisini birbirine pek yakıştırdım. Murat Daltaban'ı ekranda yer aldığı ilk günden bu yana dikkatle takip ediyorum. Bana göre dizi dünyasının en etkileyici karakter oyuncularından biri.
'Karakter oyuncusu' deyince, dizide emekli bir polisi canlandıran Osman Alkaş'ı da es geçemeyeceğim. Yine rolünün hakkını vermiş. Ama onca yetenekli ve parlak kadronun arasında biri vardı ki, özellikle dikkatimi çekti. Mafya babasının yancılarından 'Kese' karakterini canlandıran Diren Polatoğulları'na hayran kaldım. Bence bu tilki kılıklı, sokakların yetiştirdiği, her an belaya hazır karakter için bundan daha iyi bir seçim olamazdı.
Eski Hikaye; hayatını, babasını öldürenlerden intikam almaya adayan Mete'nin hikayesini anlatıyor.
Gizlice mafyanın kontrolü altındaki şirkete sızan Mete, akıl uçuran planını uygulamaya başlıyor başlamasına da evdeki hesap pek çarşıya uymuyor.
Hem intikam ateşi, hem de kaderin karşısına çıkardığı insanlar; Mete'nin müthiş bir dönüşüme uğramasına sebep oluyor.
Malum, bu aralar ekranda en çok tutan tema intikam... (Kaçak, İntikam ve diğerleri) Bence bunun sebebini sosyologlar ve psikologlar, adam akıllı araştırmalılar. Adalet konusunda kafaları kemiren soru işaretleri, bizlere herkesin kendi adaletini sağlamaya çalıştığı bir dünyayı daha cazip kılmış gibi.
Bu tehlike bir an önce bertaraf edilmeli...