Bu başlıktan utanıyorum. Nasıl utanmayayım ki? 1960'lı yıllardan beri sadece Türkiye'ye değil, dünyaya mal olmuş bir tiyatro ve sinema sanatçısının vefatının ardından onu bir televizyon dizisinde canlandırdığı karakterin ismiyle hatırlatmak ne acı...
Ne yazık ki, kültür ve sanatı televizyon dizisinden ibaret sayan pek çok insan onu Ezel'de canlandırdığı karakterle 'keşfetti'! Oysa uluslararası tiyatro turnelerinin baş aktörüydü. İngiliz dili ve edebiyatı alanında uzmandı. Özellikle Yılmaz Güney filmlerindeki performansı müthişti.
Kimilerine göre 'huysuz ihtiyar'dı. Çünkü kolay beğenmezdi, hayata eleştirel gözle bakardı. Hepsinden önemlisi, dik dururdu. Yani 'sanatçı' olmanın gerektirdiği en önemli özelliklere sahipti. Tuncel Kurtiz'le yakınlığım 10-15 dakikalık birkaç sohbetten ibaretti.
Ama benim gözümde onu değerli kılan özelliklerinden en önemlisi bir 'Kuzey Ege aşığı' olmasıydı. Edremit'te, dağların orta yerinde, doğanın kucağında bir pansiyonu vardı. Eminim Etiler'deki br apartman dairesinde değil de, mehtabın Edremit Körfezi'ne doğduğu bir Eylül akşamında ayın şavkına bakarken gözlerini kapamak isterdi...
Uğurlar olsun en güzel çirkin adam...