Haber bültenlerindeki her orman yangını haberi, ciğerimizi kavuruyor.
Bu yıl Kuzey Ege'de de çok sayıda orman yangını oldu. Altınoluk'ta denize girdiğim yerin 100 metre açığında alçalıp orman yangınını söndürmek için depolarını suyla dolduran uçak ve helikopterleri gördükten, su buharıyla karışık yanık ağaç kokusu genzime dolduktan sonra içimden bir daha denize girmek gelmedi.
Türkiye'nin oksijen çadırı Kaz Dağları'nın yanıp kül olma ihtimali, kabusum oldu.
Her orman yangının ardından ekranlarda aynı klişe cümleyi duyduk: "Yangının ihmal yüzünden çıktığı sanılıyor."
Rant peşindeki arazi mafyasının kundaklamalarını bir kenara koydum; yahu bunca kampanyadan, kamu spotundan, orman bölgelerine yerleştirilen dev uyarı panolarından sonra artık buna 'ihmal' diyebilir miyiz?
Sen 2014 yılında ormanın kenarında anız yakacaksın, mangalını devirip gideceksin, cam şişelere ateş edip kırıklarını güneş altında merceğe çevireceksin, elektrik kablolarını hâlâ ormanın tepesinden geçireceksin, son nefesini çektiğin sigara izmaritini otomobilin penceresinden fırlatacaksın ve bunun adı 'ihmal' olacak öyle mi?
'İhmal'in adı kanun lügatinde 'ihlal'e dönüşmedikçe, daha çoook yanarız!