Bir futbolsever olarak kendimi günler öncesinden Bayern Münih-Barcelona maçına hazırlamıştım.
Maç değil, resital olacaktı. Hem yaz günlerinde futbola susamıştım, hem de iki takımın muhteşem transferlerini bir arada izlemenin keyfine varacaktım.
Bu nedenle büyük bir heyecanla Kanal D ekranı başına geçtim ama o da ne?
Yıldızlar ortada yok.
İki takım da yedeklerini sahaya sürmüş. Bir tek Messi var, o da sanki 'lütfen' oynuyormuş gibi isteksiz...
Halbuki ben en çok Messi ile yeni transfer Neymar'ın bir arada ne yapacaklarını merak ediyordum.
Nerdeee...
Hele ikinci yarıda o hayranı olduğum Barcelona, sahaya 'C' takımını sürünce; benim futbol heyecanım yerini kocaman bir hayal kırıklığına bırakıverdi. Hayatımda ilk kez dev bir maçı izlemeyi 60'ıncı dakikada bıraktım.
Oysa tribünde 80 bin kişi toplanmıştı. Maç, 150 ülkeye naklen yayınlanıyordu. Üstelik turnuva, Uli Hoeness gibi dünya futboluna damga vurmuş efsanevi Alman futbolcunun ismini taşıyordu ama ortaya çıkan futbol fukaralığı; herkese, her şeye saygısızlık gibi geldi bana...
Sonra maçı anlatan spikerin bir sözü geldi aklıma: "Şu anda reklamverenler; Neymar'ı, Messi'den daha çok destekliyor."
Yani? Yani artık futbolda başarının ölçütü; kupalar, şampiyonluklar kadar, alınan reklamla da tartılıyor. Yıldızlar sahada olacak, tribünler dolacak ki reklam ve yayın gelirleri devreye girsin.
Peki bütün bu kocaman sektör, nasıl olur da bir-iki teknik direktörün 'kişisel tercihine' terk edilebilir?
Evet, yeni oyuncularını denemek isteyebilirsin ama bunun yeri 80 bin kişinin tribünde, milyonlarca kişinin ekran başında bulunduğu bir maç olmamalı.
Zira bu maç ve yıldızları için özel reklam bütçeleri ayrılmış, televizyon kanalları yayın akışlarını değiştirmiş, izleyicide büyük bir beklenti yaratılmış. Bütün bunları bir kalemde berbat etmeye kimin ne hakkı var?
Bence adı 'hazırlık' olmasına rağmen bu kadar önemli maçlarda reklamverenler ve yayıncı kuruluşlar ile kulüpler arasında özel anlaşmalar yapılmalı. Sözleşme maddeleri arasında 'en az sekiz A takım oyuncusunun oyunda tutulması' şartı konulmalı. Şimdi ben ekran başında boşuna tükettiğim 60 dakikanın, maç için terk ettiğim o şahane mehtaplı gecenin, suya gömülen futbol resitali hayallerimin tazminatını kimden talep edeceğim?