Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Bayram gelmiş neyime?

Milli bayramları ilk yoldan çıkaran, turizm firmaları oldu.
Yaptıkları birbirinden cazip reklam kampanyaları ile bayramın sadece 'seremonilerden kaçmak, misafirlerden ve ziyaretlerden kurtulmak, kaçıp tatil yapmak' olduğuna hepimizi inandırdılar. Böylece yerimizde durmanın, misafir kabul etmenin, büyüklerimizi evlerinde ya da mezarları başında ziyaret etmenin adeta 'ahmaklık' olduğu fikrine kapılıp bayramın asıl anlamını yitirdik.

BAYRAM TÜKETMEK MİDİR?
Şimdi de devreye bankalar girdi. Onlara bakacak olursanız; gelecek olan Ramazan Bayramı değil de, sanki vergi ayının son tahsilat günü...
Bizim 'kredici kuş', evladını borç harç evlendiren adamın kulağına 'Sırada bayram var' diye fısıldıyor. Adamcağız bu kötü haberle(!) düşüp bayılıyor. Bizim kuş da adamın havaya dikilmiş ayaklarının üzerine tüneyip "Bizde şu kadar düşük faizli bayram kredisi var" filan deyip reklama girişiyor.
Bir başka banka reklamında dede, torunuyla bahşiş pazarlığına girişiyor. O sırada Beyaz'ın, yani reklamdaki ismiyle Cuma'nın dış sesi devreye girip bayram kredisi kullanmanın faziletlerinden(!) söz ediyor. Sanırsınız Ramazan Bayramı'nı değil de, icra memurunu karşılamaya hazırlanıyoruz... Bunları izleyen insanda bayram sevinci filan kalır mı?
Evet, herkes bayramı bolluk ve refah içinde karşılamayı ister ama bayram ille de 'tüketmek' anlamına gelmez.
Aslolan; sevgimizi, saygımızı, inancımızı ve birbirimize bağlılığımızı, banknot matbaalarında değil, gönül darphanelerimizde basıp çoğaltmak!
Bir kutu şeker, bir sap çiçek, sevgiyle söylenen birkaç söz, inançla mırıldanılan bir duanın 'getirisinden' daha faydalı, daha anlamlı bir 'kredi' olabilir mi?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA