Bugün yine 'Kendin pişir, kendin ye' günü...
Okur, yazar olacak, yazarınız da okur...
Köşemize sıkça katkıda bulunan okurumuz Ayşe Şenel, bu kez de yarışma programlarındaki cehaletin altını çizmiş.
İşte izlenimleri:
"Sayın Aytuğ, Kelime Oyunu'na bazen öyle yarışmacılar geliyor ki dudağımız uçukluyor. Bazen iyi anlamda, bazen de kötü. Bir bakıyorsunuz, daha soru okunmadan cevap geliyor, tabii o zaman izlenmesi çok daha zevkli oluyor ama gel gelelim bazen öyle yarışmacılar oluyor ki, inanın yarışmayı izlemek adeta işkenceye dönüşüyor.
Kelime çıkmış, sunucu "Saf", ikinci harfi "L" diyor.
Yarışmacı "Deli" yanıtını veriyor. (Doğru yanıt: Alık)
Sunucu "Bir tür ayakkabı" diyor, BA.E. çıkmış ama yarışmacı "Balet" diyor. (Babet olacak tabii ki)
"Yazılı senet" sorusunda TAH.İL çıkmış ama yarışmacı bir türlü "Tahvil" diyemiyor
"Mesleği haber vermek olan kimse" sorusuna "Postacı" yanıtını veriyor.
Oysa doğrusu "Muhabir" olacak.
"Hayvan postlarının serildiği yer"e "Darphane" cevabı geliyor. (Doğrusu: Tabakhane)
Bunun gibi daha neler neler... Sanki oraya dalga geçmeye gelmişler...
Tamam, canlı yayın heyecanı olabilir; oluyor da ama bu kadarına da pes yani. Bunların çoğu ya üniversitede öğrenci ya da mezun el insaf yani... Ülkemin herhangi bir köyünden gelen yarışmacılar da gördük biz ama onları ağzımız açık ve büyük takdirle izledik. Diğerlerine ise sabredemeyip hemen kapattık.
Acaba bizim eğitim sistemimizde mi bir sıkıntı var, yoksa çocuklarımızı yanlış mı büyütüyoruz. Zira yarışmacı "Annem çok kızacak" deyip duruyordu da... Saygılar..."