Sektörün kalbi bu ayın sonuna doğru bir kez daha Antalya'da atacak.
Antalya Televizyon Ödülleri, 26-27 Nisan tarihlerinde sahiplerini bulacak.
Organizasyonun bu yıl dördüncüsü düzenleniyor. Dört yıldır ön jüri ve ana jüride yer alıyorum. Daha önce yazdım; eğer televizyon dünyasında kendinize düşman edinmek istiyorsanız, bundan daha iyi bir fırsat yok!
Zira herkesi birden memnun etmek imkansız. Zaten beş aday seçip içlerinden birini 'birinci' ilan edince, otomatik olarak 5/4 oranında üzüntü ve hayal kırıklığı yaratıyorsunuz...
Bu yıl organizasyonda önemli bir değişiklik var. Dizilerin 'Eski yıllardan devam eden yapımlar' ve 'Yeni sezon dizileri' olarak iki ayrı kategoride değerlendirilmesi uygun görüldü. (Her ne kadar bu konuya muhalefet şerhi koyduysam da, sonunda çoğunluğa uymak zorunda kaldım. Zira bir dizi gerçekten güçlüyse, gerçekten seyirciyi avucuna aldıysa; eski/ yeni olduğuna bakılmamalı.
'Yeni sezon dizilerini, eski ve güçlü dizilere ezdirmemek' mantığı ise bana haddinden fazla 'korumacı' geldi. Her neyse...)
Adayları gören pek çok izleyicinin "Aaa şu dizi, bu program, o oyuncu niye yok?" diye şaşkınlık geçireceğini tahmin ediyorum.
Sebebi şu: Adayları jüri belirlemiyor. Dizi ve programlarının bu yarışmada yer alıp almayacağına 'yapımcı' karar veriyor.
Yani bir dizi, program, oyuncu ne kadar başarılı olursa olsun, eğer yapımcı istemezse yarışmaya katılamıyor. (Bir muhalefet şerhi de buraya koydum. Kararı yapımcı verecekse, ön jüri olarak inisiyatif kullanamayacaksak; orada ne işimiz var?)
Bu nedenle Leyla ile Mecnun, Kuzey Güney gibi 'fenomenleri' listede göremeyeceksiniz. Aynı nedenle Kıvanç Tatlıtuğ gibi bir başarı sembolü de değerlendirmede yer alamıyor.
Tatlıtuğ bu yıl yarışmada yer almamayı 'özellikle' istemiş. Kenan İmirzalıoğlu'na jest yapmak için mi, yoksa bu yıl ödülü rakibine kaptırma ihtimali yüksek olduğu için mi?
Ya da iki yıldızını birbirine tokuşurmak istemeyen Ay Yapım, tıpkı Formula 1'de olduğu gibi bir 'takım kararı' aldığı için mi?
Ona da siz karar verin diyeyim...