Sonu gelecek gibi görünmüyor. Birinin acısına, yokluğuna alışamadan bir başka 'yürek adamını' öte dünyaya uğurluyoruz. Son iki aydır mesleğinde zirveye çıkmış kim varsa; kaybettik. Üstelik onlar sadece iyi profesyoneller değillerdi; aynı zamanda iyi insanlardı.
Metin Ağabey'in sesi de tiyatro salonunun bir köşesine 'hoş bir tirat' olarak asılı kaldı işte... Profilo'da sahnelenen oyunlarda karşılaşırdık genellikle. Ayaküstü sohbetlerimizin hem bu kadar mesafeli görünmesine, hem de bu denli samimi gelişmesine her zaman şaşırırdım.
Metin Serezli'nin müthiş tiyatro yeteneğinden, özellikle de sahneleme, yönetme ustalığından söz edecek değilim fuzuli yere. Onu zaten biliyorsunuz. Ben en çok 'son İstanbul beyefendilerinden birini' daha yitirmekten dolayı üzgünüm.
Günümüzde giderek nesli tükenmekte olan zarafet, asalet, şıklık, ağırlık ve beyefendilik gibi özelliklerin hepsini birden bünyesinde barındırabilen ender insanlardan biriydi.
Metin Serezli bence tiyatro perdesinin altın sırmalı kordonuydu.
Şimdi perdeyi, ucuna 'naylon ip' tutuşturup açacakmışız gibi geliyor bana...