KÖŞEMİZİN müdavimleri hatırlayacaklardır, Şeflerin Düellosu ile ilgili ilk değerlendirmemde programın temposunun çok düşük olduğunu, heyecan verecek bir 'düellodan' çok uzak bulunduğunu söylemiştim.
Programın yapımcısı, deneyimli televizyoncu Caner Erdem belli ki, burada yazılanları kulak arkası etmemiş.
Zira giderek şov tarafı ağır basmaya başlayan program, hem sunucusu Atılgan Poyrazoğlu'nun dinamik sunumu hem de seçilen şeflerin muhteşem yaratıcılıklarıyla her geçen gün biraz daha ivme kazanıyor.
AH CANIM AHMET ŞEF OLDU!
Bugüne kadar izlediklerim arasında en keyifli ve etkileyici bölüm; perşembe akşamı yayınlanandı. 90'lı yıllarda Ah Canım Vah Canım şarkısıyla ünlenen Ahmet'in, bu kez mutfak hünerini konuşturup, aşçılık milli takımı üyesi Murat'a karşı verdiği mücadele gerçekten de nefesleri kesti.
Her iki yarışmacı da hem leziz olduğu her halinden belli olan tarifleri hem de sıradışı sofra düzenleriyle jüri üyelerini etkilemeyi başardılar.
Ahmet, otantik aksesuvarlarla bezeli, sanatsal yönü ağır basan sade ama şık masasıyla göz doldururken, usta şef Murat ise eşine az rastlanabilecek bir şov sundu. Murat'ın deniz konseptli muhteşem masasına keman çalan meleklerin eşlik etmesi, jüri üyelerinin gönlünü çelip, onu finalist yapmaya yetti.
Murat'ın yaptığı yemeklerin ismini anons etmek ise program süresinin yarısına mal oldu: "Patlıcanlı Sufle Eşliğinde Anisli Balık Sos Buz Bardakta, Anasonlu ve Zencefilli Kavun Çorbası, Havuç Carpacco ve Taze Baharatlı Kuşkonmaz Üzerinde Anasonla Poşe Edilmiş Deniz Levreği Rulosu..." Vallahi yapması, söylemesinden daha kısa sürüyor!..