Avrupa Futbol Şampiyonası'nda sanki maç yayınlamıyorlar da sanat yapıyorlar. Saha içinden en ilginç pozisyonları, en ayrıntılı şekilde ekrana yansıtmaları yetmiyormuş gibi tribünlerden müthiş manzaraları evimize taşıyorlar.
İngiltere-Fransa
maçının temposu bir ara öyle düşmüştü ki; yönetmen, tribünde uyuklayan bir Fransız taraftarı kesti. Kamera; iri cüsseli, bıyıklı adamın haşmetli göbeğinden başlayıp kapalı gözkapaklarına kadar taradı.
Sanki animasyon karakteri Oburiks'e Fransız Milli Takımı forması giydirmişlerdi. Gelin görün ki; maçı TRT'den anlatan spiker ile yorumcu da uyuyordu. Bu harika görüntüyü kaçırdılar. Tek kelime yorum yapmadılar.
Aynı gün oynanan Ukrayna-İsveç maçında kamera bu kez hakem Cüneyt Çakır'ın omzunun üzerinden havalanan uğur böceğini yakaladı. Ama bu kez mikrofonun başında Ersin Düzen vardı. Fırsatı kaçırmadı: "Uğur böceği inşallah maçın hakemi Cüneyt Çakır ve arkadaşlarına uğur getirir" dedi.
Maç spikerliği sadece teknik anlatımdan ibaret değildir. Anlatıma yorum ve espri katmak ayrı bir maharettir. Halit Kıvanç, Orhan Ayhan, Ümit Aktan ve yeni nesilden Ertem Şener bunun için sevilmiştir. Zira spikerin görevi sadece maçı anlatmak değil, maça anlam katmaktır.
BÖCEĞİN UĞURU
Bu arada hakemimiz Cüneyt Çakır'ı da gönülden kutluyorum. Turnuvaya ev sahipliği yapan takımın ilk maçını yönetmek kolay değildir. Büyük bir izleyici baskısı altında kalırsınız ama Çakır ezilmedi. Aksine, otoritesi ve soğukkanlılığıyla maçı çirkinleştirmeye çalışan kötü niyetli oyuncuları ezdi.
Hayatımda ilk kez bir maçı takım değil, 'hakem' tutarak izledim. Meğer böylesi ne zormuş? Her pozisyonda Cüneyt Çakır adına heyecanlandım. Her enstantanenin tartışma götürmeyecek kadar net olmasını arzuladım. O sahada, ben ekran başında terledim... (Böcek gerçekten de uğur getirmişe benziyor. Çakır'ın çeyrek finalde görev alması garanti gibi...)