Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

İyi ki varsın TRT

60'lı yılların sonlarıydı. Kulağımı salondaki kocaman transistörlü radyoya dayayıp tek kelimesini bile kaçırmadığım bir program vardı: Kaptan Amca... Şükran Güngör sunardı.
Kaptan Amca eski bir denizciydi, dünyada gezmediği yer kalmamıştı. Benim gibi radyo başındaki çocukları alıp dünya okyanuslarında gezdirirdi. Ben de ondan öğrendiklerimle eve gelen misafirleri şaşırtırdım. Bacak kadar boyumla onlara Jamaika'yı tanıtır, kambur balinaların nasıl avlandığını anlatır, bolca 'Aferin' alırdım. Kaptan Amca ve Kaptan Cousteau... İçimdeki deniz aşkının tohumlarını serpen iki kahramanım. Biri TRT'nin radyosunda, diğeri televizyonunda beni doğa sevgisiyle tanıştırmışlardı.

BENİ YETİŞTİRENLER
Sonra Levent Kırca ile Köksal Engür'ün sunduğu Oyun Treni...
"Bizler Ali-Veli makinist, bunlar vagonlarımız..." Bu açılış şarkısını duyunca benim için hayat dururdu. Stüdyonun içinden geçen kocaman trenin büyüsüne kapılıp sunucuların söylediği her kelimeyi, verdikleri her yeni bilgiyi beynime kazırdım.
Ve Okul Bahçesi... Hem sabah hem akşam radyoda yayınlanırdı. Sabahçılar da öğlenciler de dinleyebilsin diye. Okuldaki derslerden çok daha dikkatle dinlerdim bu programı. Her gün cebime ileride çok işime yarayacak birkaç bilgi kırıntısı koyarlardı çünkü.
İşte onun için bana ne zaman TRT'yi sorsalar, "Beni o büyüttü" derim. Sadece büyütmekle kalmadı. Beni meslek sahibi de yaptı. Radyo ve televizyon aşığı bir çocuk olmasam; günde ortalama 15 saati nasıl ekran başında geçirip televizyon yazarı olabilirdim ki?
İşte bu nedenle kendimi TRT'ye hep borçlu hissettim. Kimi zaman kurumu çok sert şekilde eleştirsem de, içimde hep TRT'yi koruma, kollama, ona sahip çıkma güdüsü vardı.

KAMU YARARI İÇİN
2-3 yıl öncesine kadar, TRT'nin kumanda aletlerinden silinip gitmesine en çok üzülenlerdendim. Ama şimdi görüyorum ki, kurum o eski gücüne kavuşmak üzere. Dizileri, programları, canlı yayınları yeniden ilgiyle izleniyor. Kanal çeşitliliği ve yayın gücüyle sadece Türkiye sınırları içinde değil, Ortadoğu, Balkanlar ve Türki Cumhuriyetler başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanında büyük ilgi görüyor.
Televizyonculuğun tamamen ticari kaygılar üzerine inşa edildiği böyle bir zamanda, birilerinin hâlâ 'kamu yararı' gözettiğini görmek ne güzel... Artık İngilizce'yi bile TRT'den öğrenmek mümkün. Belli ki TRT benden daha iyilerini büyütüp yetiştirecek.
Bugün Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nun 44'üncü doğum günü... Gece saat 23.00'teki canlı yayında, Ulus stüdyosundaki konuklar arasında ben de olacağım. Manevi babamın, fahri öğretmenimin, bana iş öğreten ustamın elini öpmek için...
İyi ki vardın TRT... İyi ki varsın...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA