Bizde bir söz vardır, "Kervan yolda düzülür" derler. Televizyon sektöründe de pek hakimdir bu düşünce. Örneğin, bir dizinin kaç bölüm süreceği bilinmediği için ilk iki bölümü yazılır; tutarsa Allah kerim... Dizi senaryolarının insanı hayrete düşürecek kadar yalpalaması ve saçmalaması da işte bundandır.
Beyaz Show da bu sezon yolda düzülen kervanlardan... Örneğin, daha ikinci haftasında jeneriği değişti. Ne yalan söyleyeyim; ben ilk hafta yayınlanan 'köfteli piyazlı' jeneriği daha sıcak, Beyaz'a daha yakın bulmuştum. Ses ve görsel efektlerin bir araya getirilmesiyle oluşan yeni jenerik ise 'Beyaz Show' için bana fazla soğuk ve dijital geldi. (Yoksa her hafta farklı bir jenerikle mi izleyicinin karşısına gelecekler?
Olur mu olur!)
Daha önce ekranda hiç görünmeyen Komedi Dükkanı'nın yönetmeni İrfan Parlak'ın anonsu, pek ilginç ve yaratıcıydı doğrusu. Ellerinde numara kartları tutan beş kişi stüdyoya davet edildi.
Bunlardan hangisinin gerçek yönetmen olduğu, stüdyodaki izleyicilere key-ped oylamasıyla soruldu.
Ve tabii ki seyirci doğru yanıtı wGeçen hafta zayıf metinleri nedeniyle pek gözümün tutmadığı 'At Gözlüğü' köşesi ise bu hafta daha neşeliydi. Özellikle Kıvanç'ın blue jean reklamına gönderme yapılan Hüsmen'in 'Çok Sev' reklamı harikaydı. Hele Hüsmen, o 76 beden pantolonunu, giymesi için sevgilisine bıraktığında koptum. 'Bir gecede çöken kadın' skeci ise fazla zorlamaydı.
Bir kez daha gördüm ki, bir talk şovu neşeli kılan; sunucunun yeteneği kadar konukların neşesi, yaratıcılığı, katılımcılığı ve samimiyetidir.
Beyaz'a naçizane tavsiyem; bu konuda daha isabetli seçimler yapması...