Dizilerde konu edinilen aile ilişkileri, okurlarımızdan eleştiri almaya devam ediyor. Selcan Doğrucu da son yıllarda dizilerimize egemen olan 'düşman kardeşler modasına' değinmiş:
"Merhaba Yüksel Bey, yazılarınızı sürekli takip ediyorum. Okurlarınızın düşüncelerine değer verdiğinizi bildiğimden size, televizyonda beni rahatsız eden bir şeyden bahsetmek istedim.
Son zamanlarda dizilerde sürekli kardeş kıskançlıklarını izlemekteyiz. Sanırım bu, Yaprak Dökümü dizisiyle başladı. Özellikle son zamanlarda yayınlanan dizilerde de bu durum devam etmekte.
Bir kardeş diğerini ya daha güzel ya daha başarılı ya daha zeki ya da daha zengin olduğundan kıskanmakta... Açıkçası bu durum beni oldukça rahatsız ediyor. Çünkü bir ablam var ve her zaman benden daha başarılı, disiplinli bir insan olmasına rağmen bir tek gün bile onun mutluluğunu kıskandığımı hatırlamıyorum.
Bu tarz senaryolar artık benim gözümde hiç inandırıcı değil. Bir çok dizide bu durumu görüyoruz. Kuzey Güney, Derin Sular, Ay Tutulması (her ne kadar kardeş olduklarını bilmeseler de, öğrendikten sonra bu durumun değişeceğini sanmıyorum) yeni başlayan Bir Günah Gibi ve daha bir sürü örnek...
Özellikle Bir Günah Gibi dizisinde bir sahne vardı ki, onu izledikten sonra size yazmaya karar verdim.
Küçük kardeş, ablasının sporda kazandığı derece nedeniyle, babasının ablasıyla gurur duymasını kıskandı. Annesine hep ablasına ilgi gösterilmesinden şikayet etti. 'Babamın göz bebeği sadece ablam' dedikten sonra annesi de güya teselli ederken 'Sen de benim göz bebeğimsin' tarzında bir şeyler söyledi.
İzlerken şaşırdım. Annenin bu durumu kabullenip 'O babasının göz bebeği ise sen de benim göz bebeğimsin' tarzında bir misilleme yerine; çocukların, ebeveynlerinin gözünde aynı değeri taşıdıklarını, her başarı ve her başarısızlıkta yanlarında olacağını söylemesini bekledim. Aile kavramını yitirmeye başladığımızdan endişe duymaya başladım. Saygılar..."