Denizkızı rumuzuyla yazan okurumuz, Bizim Yenge dizisine çok farklı bir perspektiften bakmış:
"Bizim Yenge'yi seyrederken gözlerim doluyor, 'Vay be, anne-baba olmak ne zormuş?' diyorum. 6 yaşında bir kız çocuk annesi olarak içim daha da bir acıyor.
Yıllarca bak, büyüt, gözünden sakın, yeme yedir, giyme giydir, yüreğinde hep bir sızıyla yaşa, 'Ya ona bir şey olursa' diye uyurken bile onu özle, sabah kalktığında sanki onu yıllarca görmemişsin gibi kokla öp, sonra o 2 bilemedin 3 gün tanıdığı biri için seni bırakıp gidebilsin. Seni sevemediği kadar, üç günlük tanıdığı adamı sevsin...
Filiz'in babasını görünce aklımdan hep bunlar geçiyor. 'İnşallah başıma gelmez' diyorum, sonra da 'Eee ne yapalım, aşk karşısında boynumuz kıldan ince olsun' diyorum. Umarım tüm anne-babalar evlatlarının mürüvvetlerini hayırlı bir şekilde görürler. Bizim Yenge, çok güzel bir aile dizisi. Ama keşke evden kaçmaların bu kadar çok olduğu; sonuçlarının en acı şekilde yaşandığı bir ülkede; bir aile dizisinde böyle bir kaçma olayı olmasaydı.
Evet, Bahri çok iyi biri olabilir, Filiz'i tüm kalbiyle seviyor olabilir, fakat keşke daha kaç kardeş olduğunu, nerede oturduğunu bile bilmediğimiz birine kaçmak, böylesine hoş bir şekilde verilmeseydi ekrandan bize.
Belki babanın tutumu da yanlıştır ama isteme gecesini düşününce evladını gözünden sakınan pek çok baba aynı şeyi yapardı. Keşke biraz daha özenilse bu durumlara."