Bugün cümleten sandık başındayız. Her seçim günü olduğu gibi bu seçimde de sandığa giderken beynimin içinde aynı türkü yankılanacak: "Sandık sandıklar içinde çok şanımız var..." Aslında bir dönemin itfaiye görevlileri olan tulumbacılar için yapılmış bu beste niye aklıma takılır, onu da bilmem ya? Belki de her seçim döneminde hatlara yüksek gerilim verip ortalığı cayır cayır yakmaya hevesli siyasetçilerimiz yüzündendir.
Bu seçim dönemi gerçekten de pek gerilimli geçti. Liderler kimi zaman küfre, kimi zaman hakarete varan söylemleriyle yangına benzin döktüler. Ama aynı zamanda türküye, maniye en fazla prim verilen seçim dönemi oldu. Özellikle televizyondaki reklam kampanyaları, halk ozanlarının giriştikleri âşıklar atışıyor tadındaydı. Bilen bilir, bu atışmaların bir de handikaplı olanı vardır. Ona Dudak Değmez derler. Âşıklar, ellerinde saz, dudaklarında iğne ile atışırlar. Öyle olunca da içinde B, M ve P geçmeyen kelimeleri kullanmak zorunda kalırlar.
Malum, bu harfler küfür ve hakaret içeren kelimelerimizin de temel yapı taşlarıdır. Hani diyorum, keşke liderler meydanlara çıktıklarında dudaklarının arasına birer iğne iliştirselerdi. O zaman daha nezih bir seçim dönemine tanıklık ederdik...
Yine de siyasetin türkülerle yıkanıp arınacağına yürekten inanıyorum. Nitekim AK Parti'nin 'Aynı Yoldan Geçmişiz Biz' diye başlayan türküsü çok etkileyiciydi. CHP'nin 'Selvi Boyum Al Yazmalım' tadındaki Ege türküsü de ondan aşağı kalmadı. Kılıçdaroğlu'nun 'Yalan nedir bilmem ben, zulme boyun eğmem ben' diye başlayan manisi, siyasetin sığlıklarındaki nilüfer nahifliğindeydi.
Bugün yine ekranlarda tatlı bir telaş yaşanacak. Anchorman'ler pazar günü olmasına rağmen takım elbise-kravat kuşanıp koltuklarına geçecekler. Ve saatler 18.00'e yaklaştığında tüm ekranlarda bir doğum sancısı yaşanacak. İlk sonuçlar bilinecek ama söylenemeyecek. YSK'nın yayın yasağını ihlal etmeden, ilk seçim sonuçlarını ima etmek için dört takla atılacak. Haber kanalları ilk ve gerçeğe en yakın sonuçları duyurabilmek için çala kılıç reyting savaşına tutuşacak. Kamuoyu araştırma şirketlerinin yöneticileri, tıpkı yılbaşı hindisi gibi seçimden seçime hatırlanıp ekrana getirilmenin hüznünü saklamaya çalışacaklar. Ekranlar grafiğe, haritaya, sembole, rakama boğulacak. Ve inşallah ülkemiz için en hayırlı sonuç ortaya çıkacak...
E madem bu seçimlere türküler damga vurdu, öyleyse bir mani de kulunuz Âşık Yüksel patlatsın:


Döküldü taşlar, hesaplar soruldu
Geldi vakit, sandıklar kuruldu Demokrasi önünde yine selam duruldu 'Bir oy' deme, gel sandığın başına

Kim hizmet ederse vatandaşına Adı yazılacak yurdun toprağına taşına
Yön vereceksin ekmeğine, aşına
'Bir oy' deme, gel sandığın başına

Âşık Yüksel der ki, sandık senindir
Dünya âlem sağduyundan emindir Oy değil akıttığın, emeğindir, terindir
'Bir oy' deme, gel sandığın başına