Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Ruhlara kim estetik yapacak?

Kimle konuşsam, "Fizik önemli değil, mühim olan iç güzelliği" diyor. Külahıma anlatsınlar...
Magazinin sürekli güzellik, estetik ve trend pompaladığı günümüz dünyasında, iç güzelliği kimin umurunda? Kanıtı da atv'nin yeni başlayan programı Sen Yeter ki İste...
50 yaşında ablalar; kendilerini güzelleştirecek yaşam koçlarının karşısında aynı şeyi tekrarlıyor: "Burnum öne eğik, biraz da göbeğim var. Şu dişlerimi de bir yaptırsam...
Aynalara bakamıyorum vallahi... Zaten kocam da beni bu yüzde bırakıp bir Rus'la birlikte yaşamaya başladı..." Bir başkası diyor ki; "Evlenmeden önce gelinliğin içine sığmak için 30 kilo verdim. Ama daha sonra evliliğimde sorunlar başladı, bütün kilolarımı geri aldım. Kocam beni terk etti. Ona inat güzelleşmek istiyorum..."
Cilalı imaj devrinde ilişkiler 'görüntü odaklı' başladığı için, aynı görüntü birazcık 'karlanmaya' başladı mı, hooop zapping!.. İnsanlar hayatlarını paylaşacakları kişileri öncelikle dış görünüşlerine göre seçtikçe, böyle olmaya da devam edecek.
İçlerinden bir tanesi de çıkıp "Güzelleşmek umurumda değil. Beni hayatın renkleriyle tanıştırın.
Bana başka bir vizyon, bakış açısı getirin.
Öncelikle kendimle barıştırın" demiyor.
Güzelleşmenin başlıca amacı, terk eden sevgiliden/ kocadan intikam almak...
İşin ilginç tarafı, Sen Yeter ki İste'de güzelleşmek, yenilenmek isteyen kadınlara koçluk yapanların, magazin basınının idolleştirdiği, yani sıradan kadınların aynada kendilerine küsmelerine neden olan Olimpos Tanrıçaları olması...
Ama Eda Taşpınar, Deniz Berdan ve Gülşah Saraçoğlu'na da haksızlık etmek istemem. İlk programda son derece mütevazı, yardımsever ve sıcakkanlıydılar.
Özellikle Eda'nın Acun'a yüklüce bir minnet borcu var.
Zira onun aslında ikoncan değil, son derece sevimli ve mütevazı bir genç kadın olduğunu dans yarışmasıyla herkese gösterdi.
Ama içlerinde biri vardı ki; daha ilk programda benden 10 tam puan aldı. Medikal estetik danışmanı Şah Yaycı... Bence bu programın yıldızı o olacak. Zira medikal estetik aslında yüzeysel bir konuyu ele alıyormuş gibi görünse de Yaycı'nın adaylara yaklaşımı bir psikiyatr hatta bir filozof derinliğinde ve titizliğindeydi. Müthiş çözümlemeler yaptı, harika ipuçları yakaladı. Her cümlesi ayrı bir hayat dersi tadındaydı.
Belli ki, seçilen üç aday kadın, bir haftaya kalmadan gençleşecek, güzelleşecek. Ama bakalım ruhları aynı hızda onarılacak mı?
Bekleyip görelim...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA