Kaptanımız Savaş Ay, Libya'dan feribotla getirilen işçilerin izlenimlerini derlerken, yine müthiş bir haberin altına imza attı. Libya'dan kaçmak isteyen Kanadalı bir mühendis, günlerce kendi ülkesinin elçiliğine ulaşmaya çalışmış ama başaramamış. Sonunda bizim mühendisler yardım teklif etmişler. "Bizimle gelebilirsin" demişler. Kanadalı mühendis George Suchamel'in sözleri bizim gazetenin manşetindeydi: "Mucize bir milletsiniz..." Mucize, sadece binlerce vatandaşımızın inanılmaz bir tahliye operasyonuyla burunları bile kanamadan getirilmesi değildi. Türkler'in nasıl fedakar insanlar olduğunun da hikayesiydi. Zira tahliye sırasında bizim işçiler, Kanadalı mühendis George'a kendi sıralarını da vermişlerdi. Düşünün; ülke yanıyor, herkes kendini sınırların dışına atmanın yolunu arıyor. Saat değil, kaybedilecek her dakika hayatlara mal olabilecek kadar önemli. Ama bizim kahramanlar ne diyor Kanadalı'ya? "Sen önden buyur, misafirimizsin..." Schindler'in Listesi film olur da bu öykü olmaz mı? Bu arada Savaş Kaptan'a da helal olsun. Gittiği her yerden haberin hasını getiriyor vallahi...