Yukarıda dilim döndüğünce anlattım ya, hangisi kurgu, hangisi gerçek insan karıştırıyor diye... İşte bunun en taze örneği... Perşembe günü atv'de Esra Erol'un izdivaç programına 26 yaşındaki Ayşegül Hanım gelin adayı olarak katıldı. 21 yaşını bitirmeden iki eşten ayrılmak zorunda kalmış. Biri uyuşturucu kullanıyormuş. Diğeri ona şiddet uygulamış. İlişki kurduğu üçüncü erkek ise onu pavyon hayatına sürüklemiş. 5 yıldır pavyonlarda dansöz ve konsomatris olarak çalışıyormuş. Anlattıkları herkesin ciğerini dağladı, gözlerini buğuladı. Ayşegül hayatını temize çekmek için oradaydı. Yaşadıklarımı unutmak, kendine beyaz bir sayfa açmak istiyordu. Üstelik programa gelirken gazinodaki patronlarından izin almamıştı. Yani yaptığı son derece riskli bir işti... Biraz sonra canlı yayına Ayşegül'ün yıllar önce patronluğunu yapan Bursalı bir gazino sahibi bağlandı. "Onu yürekten destekliyorum. Kendini bataktan çıkarma çabasını alkışlıyorum. Ben bir ağabeyi olarak maddi manevi elimden ne gelirse yapmaya hazırım" dedi. Stüdyoda alkış tufanı koptu. Sonra bir hanımefendi, Ayşegül'e erkek kardeşi için talip olduklarını söyledi. "Bundan önce yaşadıklarının bizim için hiçbir önemi yok. Biz onu bağrımıza basmaya, ailemizin bir üyesi yapmaya hazırız" dedi. Duygular şahlandı, stüdyodaki alkışlar üçe katlandı... Ayşegül'e talip olan aile bugün (Cuma) stüdyoya gelip canlı yayında gelin adayıyla görüşecek. Sonucu ve izlenimlerimi sizinle salı günü yine bu sütunlarda paylaşacağım. atv'deki Bitmeyen Şarkı'nın izleyicilerine soruyorum: Sizce hangisi daha dizi? Pavyon gülü Feraye'nin yaşadıkları mı? Yoksa Ayşegül'ün başından geçenler mi?