Ezel dizisi, aşk üzerine çok özlü ve derinliği olan laflar söylemeye devam ediyor. Beni bu hafta en çok etkileyen, Ezel ile Eyşan'ın mezarlıkta buluştuğu sahnenin finaliydi. Ezel, "Dur Eyşan, beni dinle" diye seslendi sevgilisinin ardından... Eyşan, duraksamadan otomobile bindi. Kenan Birkan'ın direksiyondaki yardımcısı, "Dinlemeyecek misiniz onu?" diye sordu: Eyşan'ın yanıtından koca bir roman çıkabilirdi: "Siz hiç aşık olmadınız mı? Dinlesem, inanırım..." Ve Eyşan önce Cengiz'i, sonra Ezel'i "dinleyerek" inandı. Eyşan ile Ezel'in bir dargın bir barışık halleri izleyiciye tuhaf geliyor olabilir. Ama senaristler ve yönetmen, "ihtirasa dönüşen aşkı" öyle ilmek ilmek örüyorlar ki, kendilerini "dinletip" bizi buna "inandırmayı" başarıyorlar. Biz Ezel ile Eyşan'ı izlerken, içimizden "aşk, rağmen'lerle değer kazanır" fikrine kapılıp, gidiyoruz. Bir aşk ne kadar "imkansız" olursa, ne kadar dağ tepe aşarsa, o kadar manalı oluyor bizim gözümüzde... Bu aşkın bundan sonraki rotası belli oldu: Ezel, Eyşan'a sevmeyi, Eyşan ise Ezel'e affetmeyi öğretecek... Bizler de intikam ateşiyle tütsülenip, ihtirasla soslanan bu nefis aşk mönüsünü her pazartesi keyifle tadacağız...