Cuma akşamı Kanal D Ana Haber'de dehşet içinde izledim... Mehmet Ali Birand ise haberi gülümseyerek verdi: "Evde Tek Başına filmi gerçek oldu sevgili seyirciler..." Antalya'da bebeği ile beraber dilencilik yapan kadın, yol kenarında uyuya kalmış. Bebek, emekleyerek asfalt yola çıkmış, yolun ortasına oturmuş, merak içinde gelip geçen otomobilleri izliyor. Yüreğim ağzımda bekledim. Son sürat yanlarından geçen, bebeği ezmemek için eskiv yapan otomobillere baktım. "Şimdi biri inecek, bebeği kucağına alıp, yolun kenarına götürerek, hayatını kurtaracak" diye umutla bekledim... Öyle olmadı. Sürücülerden biri bile asfalttaki bebeğe aldırmadı, aracını durdurma zahmetinde (!) bulunmadı. Neden sonra güvenlik kameraları tarafından tespit edilen bebeğin yanına polis gönderildi de yavrucak ezilmekten kurtarıldı. Bekledim ki bunun üzerine Birand bir yorum yapsın. İnsanların vurdumduymazlığından söz etsin. Ne yazık ki o beklentim de boşa çıktı. Sıradaki habere geçildi... İşte insanlığın öldüğü an, şoförlerin yol ortasındaki bebeği görüp de aldırmadan direksiyon kırarak, yanından geçtiği andır. Ve ne yazık ki ben her gün bu insan müsveddeleriyle aynı şeritlerde direksiyon sallıyorum... Ekran karşısında beni asıl dehşete düşüren, işte buydu. Pazar günü Başakşehir'de 13 kişinin öldüğü o dehşet verici minibüs kazasından 2 dakika sonra oradan geçtim. Etrafa saçılan cesetleri gördüm. Kavşaklara istediğiniz kadar polis, levha, lamba dikin... Direksiyonun başında eğer "adam sen de" oturuyorsa, "çarpışmaları" önleyemezsiniz.