Televizyon dizilerindeki çocuklara bir azgınlık geldi. Hepsi "libido baskısı" altında. Hepsi kendilerinden büyük kadınların peşinde... "Akasya Durağı" nda Sinan'ın, "Arka Sokaklar" da Komiser Hüsnü'nün çocukları amiyane tabirle hep "karı-kız" muhabbetinde... Doğal olarak bu durum ekran karşısındaki çocukları da etkiliyor. Önceki gün bir arkadaşım aradı. "Ne yapacağım bilemiyorum. Ne olur bana bir akıl ver" diye... Mahalleden 7-8 yaşlarında bir kız ile bir erkek çocuğu elele tutuşup, bizimkinin kapısına gelmişler. "Atilla Ağabey biz birbirimizi çok seviyoruz. Ne olur bizi sakla. Çocuğumuzun adını da Atilla koyacağız, söz" demişler. Bizimkinin ağzı bir karış açık kalmış. Dostuma, hemen çocukların ebeveynlerine haber vermesi gerektiğini, bu işler için yaşlarının küçük olduğunu, ileride buna bolca zaman ayırabileceklerini ama şimdi çocukluklarını doyasıya yaşayıp, "evcilik oyunu" ile yetinmeleri gerektiğini onlara anlatmasını tavsiye ettim. Çocukların tüm günlerini gönül ilişkilerine ayırdığı dramalar, günübirlik ilişkilerin konu edildiği diziler, "şıppadanak" evlenilen izdivaç programları ve kafa bulandıran "evcilik oyunu" fantezileri, küçük ruhları işte böyle yalpalatıyor. Aman dikkat!..