Discovery Channel'da neredeyse hiçbir bölümünü kaçırmadan izlediğim "Hayatta Kalmak" programını bu köşede daha önce de yazmıştım. "Ayı Grees" lakaplı eski bir Amerikan deniz piyadesi, hiçbir yardım almadan, hayatta kalınması çok zor coğrafyalarda günlerce mücadele ediyor ve izleyenler için son derece önemli "hayati" bilgiler veriyordu. Kimi gün bir buzulda, kimi gün vahşi Amazon'da, kimi gün ıssız adada hayatta kalmanın pratik yöntemlerini anlatıyordu Ayı Grees. Ve sonunda bizim de bir "Ayı Grees"imiz oldu. NTV'nin "Yeşil Ekran" kuşağında Serdar Kılıç'ın hazırlayıp, sunduğu "Doğada Tek Başına" aynı türde bir program. (Çarşamba günleri 21.00'de yayınlanıyor.) Kılıç'ı son olarak dağlık bir bölgede hayatta kalma mücadelesi verirken izledim. Medeniyete ulaşmak için bir akarsu arıyordu. Dedi ki, "Arazide kaybolursanız, akarsu bulmaya bakın. Çünkü her akarsu, sizi bir yerleşime götürecektir." Bu önemli bilgiyi cebime koydum. Kılıç daha sonra çatal uçlu bir sopa ile engerek yılanı yakaladı. Önce bu yılan hakkında bilgiler verdi. Engerek, ülkemizdeki en zehirli yılan türüymüş. Eğer sizi sokarsa, yaranın bir buçuk santim altından ve yine bir buçuk santim üstünden sıkıp, en yakın sağlık kuruluşuna yetişmeniz gerekiyormuş. "Sakın emmeyin" dedi Kılıç, "Yoksa çok daha çabuk zehirlenirsiniz..." Bu bilgiyi de dağarcığıma yerleştirdim. İncecik yapısına rağmen, boyun kaslarının kuvveti nedeniyle Kılıç, hayvanı güç bela elinde tutabiliyordu. Sonunda kararını verdi. Yılanı yiyecekti. Dedi ki, "Mecbursanız öldürün. Öldürürseniz, yiyin." Zehirli olduğu için kafasının en az 6 santim altından kesilmesi gerekiyormuş, zehrin sizin vücudunuza geçmemesi için. Maceracı adamımız, kömürde "kebap" haline getirdiği yılanı afiyetle mideye indirirken, "Tavuk etinden daha lezzetli olduğu kesin" dedi. (Et fiyatları almış başını giderken, Allah engerek neslini korusun!) Hayatta kalma metotlarını öğrenmek iyi hoştu da, adı "Yeşil Ekran" olan bir kuşakta nadir bir yılan türünün öldürüldüğünü görmek yine de hoşuma gitmedi...