İnsan hem otomobillere hem de denize tutkun olunca amfibi (hem karada hem suda yol alabilen) araçlara daha ilgili oluyor. Benim de çocukluğumdan beri en büyük düşüm, İstanbul Boğazı'nı su üzerinden bir amfibi otomobille geçmektir. Henüz bu hayalimi gerçekleştiremedim, ama bir belgesel kanalındaki "Sıradışı Tasarımlar" programını izlerken, çocukluk hayalime dalıp dalıp, çıktım. Bir firma, "Splash" adını verdiği enfes bir otomobil tasarlamış. Diyelim ki otomobilinizle sahildesiniz. Bu güzelliği bir de "su altında" yaşamak istiyorsunuz. Aracı yavaşça suya sürdüğünüzde belli bir derinlikten sonra su jetleri ve pervaneler devreye giriyor. Cabrio otomobilin üstü, su altında da açık. Siz, yolcunuzla birlikte, 3 saat oksijen sağlayan maskeyi takıyor ve saçlarınızı bu kez rüzgara değil, suyun okşayışlarına bırakıyorsunuz. Mercan resiflerinin üzerinde, balıklarla birlikte oto-scuba... Keyfe bakar mısınız? Bazen Boğaz'da normal otomobilleriyle bu keyfi yaşamaya kalkışan sarhoş sürücülere Splash'ı özellikle tavsiye ediyorum! Programda bir de özel yapım 350 SL vardı ki, bakmak için güneş gözlüğü gerekiyordu. Zira şahane Merso'nun üzeri tam 300 bin Swarovski taş ile bezeliydi. Direksiyonunda Bülent Ersoy'u hayal ettim. Niyeyse?