Geçen hafta çarşamba gecesi RTÜK'ün Kanal D televizyonuna uyguladığı "cezai yaptırımı" yine şaşkınlıkla izledim. Önce RTÜK'ün siyah zemin üzerine beyaz harflerle granit mezar taşı formundaki o meşhur, anlaşılmaz açıklaması ekrana geldi. Çıkartabildiğim kadarıyla reklam yönetmeliğine aykırı bir durumun tekrarı nedeniyle "1 kez yayın durdurma" cezasına çarptırılmışlardı. Sonra RTÜK'ün "zorla" yayınlattığı "Çepeçevre" belgeselini izledim. Ben ki, belgesel müptelası olarak nerede bu tür bir yayın bulsam zevkle izlerim. Ama bu yapıma 5 dakika tahammül edemedim. Sunum yapılan stüdyodan bugün en ücra kasaba televizyoncusu bile utanır. Yeraltı sularının kirlenmesi gibi son derece önemli bir konuyu içermesine rağmen anlatım o kadar kuru, görüntüler öylesine sıkıcıydı ki, her fırsatta okurlarına belgesel izlemelerini tavsiye eden bir yazar olarak, o suların yerine ben yerin dibine girdim. Yahu sevgili ve çok sayın RTÜK'çüler, o sıkıcı belgeseli zorla yayınlatmaktaki amacınız nedir? Kanalı mı yoksa izleyicileri mi cezalandırıyorsunuz? O programı yayınlatarak, zaten az olan belgesel izleme alışkanlığını tümden yok etmeyi mi arzuluyorsunuz? Paranıza kıyamıyorsanız, İZ TV'den rica edin. Vallahi ellerindeki o şahane belgeselleri sevabına RTÜK'e bağışlamazlarsa, ne olayım... Yeter ki bizlere bu işkenceyi reva görmeyin.