Okan Bayülgen "Disko Kralı"nda sokak çalgıcıları ile ilgili konu açılması üzerine Avrupa'da yaşadığı ilginç bir anısını anlattı: "Avrupa'ya 20 yaşında gittiğimde İstanbul'da bir aşk hikayem vardı. Çok özlemiştim ve ona dönmek istiyordum. Hep böyle kenarda bir uçak parası tuttum. Ama o para böyle küçük küçük, tırmık tırmık azaldı ve uçak bileti parası indi aşağı... Fakat dönmem de lâzım. Manitayla telefonda konuşuyorum. 'Geliyorsun değil mi, geliyorum birtanem' filan diyorum. O sırada Paris'te bir tane eşcinsel çocuk vardı. Benden çok hoşlanıyordu. (Stüdyoda kahkahalar...) Ben dedim ki son çare gider ondan para alırım. Fakat o yaşın toyluğuyla, eşcinsel bir çocuk olduğu için ben ona gidersem, hemen beni bir köşede kıstıracak filan. Yani ondan da korkuyorum... Neyse telefon açtım, çocuğun telesekreterine mesaj bıraktım ve yola çıktım. Paris'e geldim ama çocuk evde yok. Sürekli telefon açıyorum, ulaşamıyorum. Gittim bir otel buldum zar zor... Yemek bile yemiyorum, dönüş param azalacak diye. Son derece perişan ve bedbaht haldeyken metro vagonundan içeri gitarıyla bir adam girdi. "Birazdan size bir tango çalacağım. Para verip, vermemeniz önemli değil. Ama bunun şimdiye kadar dinlediğiniz en güzel şarkı olduğunu düşüneceksiniz ve bir daha da duyamayacaksınız' dedi. Gerçekten öyle oldu. Büyülendim. Şimdiye kadar dinlediğim en güzel şarkıydı ve bir daha da duyamadım. Hikayenin sonu önemli değil. Önemli olan benim o perişan ve umutsuz halde bile o illüzyonun içine girebilmem..." Okan, dönüş parasını nasıl temin ettiğini ya da sevgilisine dönüp, dönmediğini ise açıklamadı.