Aşk ve Ceza'da şirketin tasası da bana düştü... Malum, hayvan yetiştiriciliği ve et ürünleri işiyle uğraşan Savaş Baldar, şimdilerde Van'da Polonyalılar ile ortak et kombinası kurmak için yatırım yapıyor. Şirketin kurtulmasının tek çaresi bu. Ama gelin görün ki, et fiyatlarındaki fahiş artışın önüne geçmek için hükümet et ithalatına izin verdi. Bana göre bu karar olumlu. Ama korkarım Baldarlar yine istemeye istemeye "toz taşımaya" başlayacaklar... Bu arada şirketin depolarında ve üretim tesislerinde çalışanların "günlük kıyafetleriyle" mesai yapmalarını, galoş, eldiven ve bone kullanmamalarını okurlarımızla birlikte bu sütunlarda sıkça eleştirmiştik. Son bölümde bir de baktım, depodaki ustabaşı "Uğur Dündar kılığına" bürünmüş! Üzerinde beyaz önlük, başında bone, ağzında maske vs... Hah, şöyle yahu!.. Bu arada "sevgiliye romantik jest" konusunda Ezel ile Savaş arasında koyu bir rekabet yaşanıyor. Ezel, iki hafta önce Bahar'ı Boğaz'daki minibüs köftecilerinin birinde tabureye oturtmuş, kız tam da hayalkırıklığı rüzgarına kapılacakken, ortaya klasik müzik çalan müzisyenler çıkmıştı. Savaş ise Yasemin'e evlilik teklif etmek için restoran kapattı. Bu kez bir Çigan Orkestrası görev başındaydı. Kadınlar ne düşünüyor bilmiyorum ama bence "restoran kapatmak" zarif bir jestten ziyade, "görgüsüzlük" çağrışımı yapıyor. Bütün gece garson ve müzisyenler, gözlerini sadece size dikmiş bir vaziyette duruyorlar. Ne konuşuyorsan, duyuyorlar... Hani neredeyse Savaş'ın evlilik ilanı sırasında akordeoncu ve şef garson beraber sufle verecek gibiydi... Savaş ile Yasemin'in kapı eşiğindeki sevişme sahnesi ise çok başarılıydı. Yönetmen Kudret Sabancı, sahneyi "ucuzlatmadan", seksten "reyting damıtmaya kalkmadan", cinselliği yapay bir şekilde kurguya "iliştirmeden", tutkuyu, özlemi ve heyecanı ekrana taşımayı başardı. Gelelim zavallı Çiçek'in durumuna... Savaş'ı sevdi ama Savaş, Yasemin'e gönlünü kaptırdı. Çiçek'e de gönülsüzce boşanmayı kabul etmek kaldı. Aşkın kuralları acımasızdır. Bazen sevdiğiniz için sevdiğinizden bile vazgeçmek zorunda kalırsınız. Yani, kendinizden...