Nihayet oldu... İnsanların günde ortalama 5 buçuk saat ekran başında oturduğu ülkemizin, "şanına yaraşır" bir "gerçek televizyon oscarları" gecesi olacak... Yıllardır Altın Portakal'ı başarıyla omuzlayan Antalya'nın evsahipliğinde, AKSAV (Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Vakfı) tarafından organize edilecek ödüllere "İsmail Cem Televizyon Ödülleri" adının verilmesi de son derece olumlu. Zira, merhum İsmail Cem'in TRT Genel Müdürlüğü sırasındaki icraatları gerçekten de bu ülkenin televizyon sektöründe önemli bir dönüm noktası ve kilometre taşı olmuştur. Özetle, İsmail Cem Ödülleri, tarafsız, kayırmasız, "klan"sız bir ödül organizasyonu olarak "Yerli Emmy" nitelemesine en yakın duran ödüller olacaktır. 30 kişilik seçkin bir jüri topluluğunun yanı sıra, internet üzerinden yapılan halk oylamasının da belirleyici olacağı ödüllerle ilgili tek itirazım, "Sadece reyting ölçümlerinin ilk 20 sırasında yer alan dizi ve programların" değerlendirilmeye tabi tutulacak olması. Zira ölçüm yapılmayan kanallardaki pek çok nitelikli programın ya da programın niteliğiyle ilgili olmayan nedenlerden ötürü hak ettiği reytingi alamayan yapımların hakkının yeneceğini düşünüyorum. (Listenin ilk 20 sırasında kültür-sanat programı yok. "Yaşamdan Dakikalar" yerine "Evlere Şenlik" programı mı ödül alacak?) Keşke reytinglerin belirlediği listeye 30 kişilik jürinin seçeceği program ve diziler de eklenebilseydi. Bari ödül verirken, başarının üzerine "reyting kaygısının" düşmesine engel olunabilse... Ödül gecesinin niteliğini ve "İsmail Cem Televizyon Ödülleri"nin geleceğini belirleyen en önemli faktör ise o geceki canlı yayın olacak. Bu gecenin ulusal bir kanalda, televizyonun ruhuna uygun, ışıltılı, görkemli, ince ince planlanmış, içerik ve teknik açıdan son derece cazip bir kurguyla ekrana yansıması şart. Hem gece, hem de yayın eğer profesyonel ellere bırakılmazsa, çocuk ölü doğar. Benden uyarması...