Bu köşeden çok mücadele verdik, "Canım Ailem"i ekrana döndürmek için. Ne mutlu ki atv yönetimi bizim ve okurlarımızın seslerine kulak tıkamadı da dizimize kavuştuk. Sizi bilmem ama ben "Canım Ailem"i pek özlemişim. Mesleki refleksimin, çoğu zaman öykülerin içine girmemi engellediğini daha önce yazmıştım. Oyunculuk performanslarına, çekim tekniklerine, devamlılğa, kurguya vs. dikkat edeyim derken, öykülerin dışına savrulmak, televizyon dizilerinden keyif almamı engelliyor. Ama birkaç dizi var ki, ister istemez beni alıp, kendi dünyalarının orta yerine koyuveriyorlar. Adeta o mahallede, o insanlarla yaşıyormuş gibi hissediyorum. "Canım Ailem" de bunlardan biri... Hele bu hafta Cancan'ın piyango biletinin bulunması için tırnaklarımı avuçlarıma bastırırken yakaladım kendimi... "Canım Ailem" yeni dönemde karşısındaki "Yaprak Dökümü" ile boğuşmak zorunda kalacak. Malum, bizim millet her zaman ağlamayı, gülmeye tercih eder. Bir yanda giderek parçalanan, bölünen, yıkılan bir ailenin dinmek bilmeyen dramı... Öte yanda, her hafta biraz daha kenetlenen, zorluklara karşı el ele, gönül gönüle direnen, tek yürek olmuş bir aile... Tercih sizin...