Herkes "vur abalıya" mantığıyla TRT'yi eleştiredursun, devletin kanalı, son zamanlardaki uygulamalarıyla "en demokrat kamu kuruluşu" olma özelliğini kazandı. Birtakım sakıncaları ve geleceğe yönelik "muhtemel arızaları" olsa da, TRT'nin Kürtçe kanalı, demokrasi ve insan hakları adına "gecikmiş" ama bir o kadar da umut verici bir uygulamadır. TRT'nin Alevi vatandaşlarımızı kucaklamaya yönelik uygulaması da geleceğe umutla bakmamı sağladı. Muharrem ayı boyunca Alevi dedelerinin TRT ekranında yer alacak olmaları, umarım yerel seçimler öncesinde iktidarın oy potansiyelini arttırmaya yönelik "göz boyayan" bir uygulama olarak değerlendirilmez. TRT'nin yakında Ermenice yayına başlayacak olması ise iki halk arasında son dönemde kurulmaya çalışılan iletişim köprüleri için sağlam bir temel oluşturabilir. TRT'nin Fransa ile ortak hazırladığı İstanbul adlı belgesel projesinin Türk, Ermeni ve Azeri uzmanları biraraya getireceğini ise daha önce bu sütunlarda yazmıştım. TRT'nin son dönemdeki demokratik uygulamalarından biri de Öteki adlı belgesel çalışma. Belgesel, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'nın destekleriyle, TRT Ankara Televizyonu Belgesel Programları Müdürlüğü'nce, ödüllü yönetmen Taha Feyizli tarafından hazırlandı. 6 bölümlük belgesel ile hayatın her alanında küresel düzeyde karşı karşıya bulunan eşitsizlik ve ayrımları ortaya koymak ve geleceğin eşitlikçi dünyasına ulaşmak için düşünmeyi teşvik etmek amaçlanıyor. Belgeselde, hayatın değişik alanlarında (kadın, çocuk, mülteci, yoksulluk, engelliler, sokaktakiler, ırkçılık, İslamofobya, hukuk, vb.) yaşanılan insan hakları ihlallerinden kesitler; örnek olaylar, tanıklar, mağdurlar ve uzman görüşleriyle birlikte aktarılmaya çalışılıyor. Belgesel, dünya üzerindeki ayrımcılık uygulamalarını yerinde belirleyerek, insan haklarının yeniden tam olarak yerleşmesi için uluslararası bir kamuoyu oluşturmayı amaçlıyor. TRT'yi "herkesin kanalı" yapmaya yönelik bu "demokrasi açılımına" gönülden destek veriyorum.