Kurtlar Vadisi'nin en fazla didiklendiği günlerde bu köşede dizinin içerdiği şiddeti ve çocuklar üzerindeki olumsuz etkisini ortaya koyarken, diğer yandan dizinin "haberci" kimliğinden övgüyle söz ediyordum. Zira Vadi, sıradan vatandaşların, üzerinde yaşadıkları yer kabuğunun altından gelen seslere kulak kabartmasını sağlamıştı. Dizi, kıraathanede pişpirik oynayan vatandaşın da önemli memleket meseleleri hakkında "Acaba bu işlerin arkasında başka dolaplar olmasın?" şeklinde düşünmesine yol açmış, bir yerde "toplumsal duyarlılığın" artmasına yardımcı olmuştu. Eğer bugün emekli Osman Efendi ile manav İsmet, Ergenekon ile Susurluk'tan daha fazla ilgileniyorsa, bu, büyük oranda Kurtlar Vadisi sayesindedir. Ancak "Kurtlar Vadisi etkisinin" bir de olumsuz tarafı var. Vatandaş tüm bu olup, bitenleri adeta "dizi film izler gibi" takip etmeye başladı. Yani her biri ayrı birer skandal boyutundaki gelişme, iddia ve açıklamalar adeta "Kurtlar Vadisi repliklerinden biri" gibi görülmeye başlandı. Vadi'nin "uyandırma" işlevinin giderek, "kanıksama" aşamasına gelmesini ve vatandaş cephesindeki "Dur bakalım, haftaya ne olacak?" beklentisine dönüşmesini kaygıyla izlemekteyim.