Mustafa Denizli'ye futbolculuk yıllarında hayrandım. O muhteşem sol ayağıyla frikikten hatta kornerden attığı gollere bayılırdım. Teknik direktörlük yaptığı yıllarda hocaya sevgim ve saygım bir kat daha arttı. Sonra futbol yorumculuğu yılları geldi. Bilgisi ve tecrübesini televizyon ekranına ve gazete sütunlarına en iyi şekilde yansıtmasını bildi. En doğru, en isabetli, en cesur yorumların altında imzası vardı. Amaaa.... Hocanın "artistliği" için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Vodafone reklamında sokakta gördüğü yetenekli genci yanına çağırıp, kartını verdiği sahne hiç olmamış. Sesini adeta "metin okur gibi" kullanmış. Hareketleri hiç doğal değil. Yani... Hocamız belki de hayatında ilk kez bir işin altından kalkamamış!.. Ama buradaki sorumluluğu tek başına Mustafa Denizli'ye yıkmak da insafsızlık olur. Malum, iyi yönetmen kayayı bile oynatır. Yok muydu hocamızı "oynatacak" iş bilen bir yönetmen? Hocama naçizane tavsiyem Cem Karaca'nın eski bir şarkısı aracılığıyla olsun: "İşçisin sen işçi kal..."