Eğer alımlı ve yetenekli iseniz, sanat adına bir üretkenliğiniz, bir maharetiniz varsa ve bunlardan dolayı sıkça televizyona çıkma şansınız oluyorsa, bazı "entel danteller" için siz mutlaka recm edilmesi gereken bir varlıksınız. Son günlerde Banu Zorlu'ya yönelik haber ve yorum kampanyasını üzüntüyle izliyorum. Bazı yazılarda ondan "manken" diye söz ediyorlar. Bunun adı cehalettir. Yanlış anlaşılmasın, kimsenin avukatlığına soyunduğum filan yok. Karşı duruşum, adaletsizliğedir. Banu Zorlu ile hayatımda bir kez, televizyon stüdyosunda karşılaştım. Canlı yayın sırasındaki sohbetimiz üçbeş cümleyi geçmedi. Ama son günlerde gündeme gelen Fazıl Say'la ilgili taciz iddiaları üzerine "gerçekten reklam uğruna bu işlere soyunacak biri olup olmadığını öğrenmek için" hakkında araştırma yaptım. Banu Zorlu sanatçı bir aileden geliyor. Babası Eser Zorlu yıllarca sinema sektörüne hizmet vermiş bir yönetmen. Kız kardeşi Ayda Zorlu ise ünlü bir balerin. Banu da konservatuar mezunu ve 6 yaşından beri piyano çalıyor. (Tıpkı Fazıl Say gibi) Konservatuara devam edecek parayı bulabilmek için yaşını büyültüp, gece kulüplerinde şarkı söyleyecek kadar mesleğine aşık biri... Pop müziğe yönelene kadar TRT korolarında görev almış. Sadece iyi şarkı söylemekle kalmıyor, aynı zamanda şarkı da yazıyor. Bunları niye mi yazıyorum? Tüm magazinel aksiyonlarına ve her an memleketten çekip gitmeye meyilli iğreti duruşuna rağmen Fazıl Say'a "korunması gereken üstün sanatçı", Banu Zorlu'ya ise "yerin dibine batırılmasında sakınca görülmeyen magazin dilberi" muamelesi yapanların bilgi dağarcığına katkıda bulunmak için...