Malum, artık neredeyse her ünlünün bir TV reklamı, her firmanın bir ünlü yüzü var. Peki bir malın ya da hizmetin üstünlüğünü tüketiciye kabul ettirebilmek için kampanyanın orta yerine bir ünlü yüz oturtmak yeterli mi? MediaCat dergisi bu ayki sayısının kapak konusunu bu soruya ayırmış. Sayfalar dolusu yazı, yorum ve söyleşi arasında en fazla ilgimi çeken "Reklamlarda Şöhreti Yanlış Kullanmanın Yolları" başlıklı liste oldu. İşte, reklamda ünlü kullanıldığı halde parayı havaya savurmanın yolları:
- "Reklamımızda ille de ünlü olsun" inadıyla yaratıcı fikri es geçin.
- Her şeyi devletten bekler gibi ünlüden bekleyin.
- Ünlü kullanarak kötü bir fikri sihirli bir şekilde iyi hale dönüştüreceğinize inanın.
- Brief'in (bilgilendirici toplantı) sadece "ünlü bulmak" olmasına izin verin.
- Kampanyanın, ünlü kişinin gölgesinde kalmasına izin vererek "vampir etkisi"ne maruz kalın.
- Sık aralıklarla farklı kampanyalarla yer almış bir ünlü ile çalışın. (İşte buna katılmıyorum. Cem Yılmaz hangi kampanyaya el atsa, firmayı ihya ediyor)
- Reklam mesajının, ünlünün kişiliğiyle örtüşmesini önemseyin.
- Adı, kamuoyunun güvenini yitirecek şekilde sık sık skandallara karışan bir ünlüyü kullanın.
- Hedef kitlenin kim olduğundan emin olmadan kişilerin bağ kuramayacağı bir ünlüyü tercih edin.
- "Halk bunu istiyor" tavrından vazgeçmeyin.