YAKINDAN Kumanda köşesine toplumun her kesiminden ödül yağmaya devam ediyor. Aldığımız her ödül, omuzlarımızdaki sorumluluğu yeniden ve tüm ağırlığıyla hissetmemizi sağlıyor. Geçen hafta Türkiye'de internet televizyonculuğunun önderi İMEDYA TV'nin düzenlediği Yılın Televizyon Starları'ndan özel ödülle döndük. Gelecek hafta da İstanbul Aydın Üniversitesi'nin verdiği Yılın Televizyon Eleştirmeni ödülünü almak üzere Florya'daki kampüsün yolunu tutacağız. Hazır söz üniversitelerden açılmışken, pazartesi günü Yeditepe Üniversitesi'nde İletişim Haftası nedeniyle düzenlenen seminere konuşmacı olarak katıldım. "Şimdiki gençler çok şanslı" klişesiyle sizleri sıkmak niyetinde değilim ama Yeditepe'deki İletişim Fakültesi'nde gördüklerimden son derece etkilendiğimi söylemeliyim. Konuşmayı, aynı zamanda stüdyo olarak kullanılan bir mekanda yaptım. Seminer, kapalı devre televizyon yayınıyla üniversitenin her yerinde izlendi. Yeditepe'nin stüdyoları, reji olanakları ve teknik altyapısı bugün pek çok ulusal televizyondan daha ileride... Bir de kendi dönemimi anımsadım. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde ortaokuldaki gibi kes-yapıştır yöntemiyle duvar gazetesi hazırlamanın "utancını" yaşamıştım. Aramızda bir tek TV kamerasına dokunmadan, bir kez fotoğraf makinesinin deklanşörüne basmadan, rotatif makinesi görmeden mezun olanlar vardı. Şimdi ise iletişim fakülteleri, medya mensuplarının gidip "staj yapacakları" düzeye erişmiş. Kullandıkları teknolojik olanaklarla, seminere gösterdikleri yoğun ilgiyle, akılcı soruları ve çarpıcı yanıtlarıyla son derece "donanımlı" bir iletişimci nesli geliyor. Yeditepe'den yarınlar adına yedi kat umutla döndüm.