Avrupa Yakası dışında doyasıya güldüğüm televizyon dizisi yok. Benim Annem Bir Melek'ten çok umutluydum. Ama ısınma turlarını fazlaca uzattı. Biraz tempo eksiği var gibi. Yoksa bu kadrodan kötü iş çıkması mümkün değil. Bakalım atv'nin sabrı, dizinin istim tutmasına yetecek mi? Kanal 1'deki Yalancı Romantik'i ise sadece Yalçın Menteş için izliyorum desem, yalan olmaz. Bizim Yalçın'ın dönüşü gerçekten de "muhteşem" oldu. Ama dizinin geneli için bu kadar iyimser yorumlarda bulunamayacağım. atv'nin bir başka güldürü dizisi Aman Annem Görmesin de eski Yasemin Yalçın parodilerinin gölgesinden bir türlü kurtulamıyor. Bir de sanki değişen ve gelişen güldürü anlayışına ayak uydurmakta güçlük çekiyor gibi. Bir Demet Tiyatro'nun ikinci dönemi bu konuda önemli bir ekran deneyimi olmalıydı ama sanırım yeterli ders çıkartılmadı. Bu arada Komedi Dükkanı, Komedi Türk ve Laf Ebeleri gibi "doğaçlama" güldürü programları da sanki son demlerini yaşıyormuş gibi. Peki ekran güldürüleri neden güldürmekte zorlanıyor? Bana göre bunun en önemli nedeni, güldürü dizileri ve programlarının "ekstra reklam kuşağı açmak için" 80-90 dakikaya uzaması. Oysa tüm dünyada en uzun sit-com 35-40 dakikadır. O da sadece bir kez reklam kuşağı ile bölünür. Ama bizde öyle mi? Bir insanı reklam süreleri de dahil ekran karşısında iki saat boyunca "gülmeye hazır" bekletmek mümkün mü? Adamı 90 dakika boyunca ayağından gıdıklasan bayılır yahu!..