Değerli televizyoncu dostlarımdan neredeyse her gün bir program daveti alıyorum. İş yoğunluğu nedeniyle kalplerini kırmamaya özen göstererek pek çoğunu geri çevirmek zorunda kalıyorum. Özlem Tekin'in Kral TV'de salı geceleri yayınlanan Hiperaktif programından gelen daveti ise düşünmeden kabul ettim. Zira ilk kez bir televizyon programında "canlı canlı" TV kritiği yapacaktım. Yani, Özlem kendisi kaşınmıştı!.. Tarihin 1 Nisan'a rastlamasını fırsat bilip, daha 10'uncu dakikada bombayı patlattım. Özlem ilk yayını olduğu için zaten çok heyecanlıydı. Bir de karşısına hiçbir şeyi beğenmeyen, "Neden konuklarına klişe sorular yöneltiyorsun?", "Niye bu stüdyoda monitör yok?", "Kuliste içecek bir bardak su bile bulamadım" diye çemkiren bir eleştirmen dikmemişler mi? Zavallı sunucumuz neye uğradığını şaşırmış durumdayken, acı haberi de benden aldı: "Buraya gelmeden önce RTÜK saat 19.00 gibi program cezalarını açıkladı. Geçen hafta bir reklam ihlali yapmışsınız galiba. İki hafta program durdurma cezası almışsınız. Hakikaten bilmiyor musunuz?.." Özlem taburesinden düşer gibi indi, bir-iki sendeledi ve canlı yayında sayıklamaya başladı. Baktım ki durum fena, gerçeği açıkladım: "İşte bu da televizyon eleştirmeninin 1 Nisan şakası..." Özlem elinin tersiyle alnında biriken terleri silerken, sayıklamaya devam ediyordu: "Hay Allah, ben de başlamadan bitti dedim program..."